Ne şiş, ne kebap!

İlk yarının 35. dakikasına kadar Fenerbahçe belirli bir sistemle oyuna hakimiyetini koyarken, Beşiktaş'ta ise sistemle ilgili ciddi sıkıntılar görülüyordu. Jones diye bir Amerikalı transfer edilmiş, sarı kartı görüyor, ikinci sarı karttan kıl payı kurtuluyor. Sonra da topsuz alanda bir sarı kartlık hareket daha yapıyor. Neyse ki Özkahya görmüyor. Daha doğrusu Bilic de görmüyor.
Daha bitmedi. Öyle bir pas hatası yapıyor ki Beşiktaş hücuma çıkarken, Fenerbahçe'nin Emenike ile beraber en tehlikeli futbolcusu Sow bomboş kalıyor ve Fenerbahçe de o pozisyonda golü buluyor.
Defalardır söylüyorum, yazıyorum...
Jones gibi futbolcuların transferi ne Beşiktaş'a, ne Türk futboluna bir şey kazandırmaz. Zaten Beşiktaş kadrosuna baktığımızda Tolga hariç, ülkemizde yetişen tek futbolcu bile yok. Ya yabancı ya da yurt dışından gelen Türkler.

PEKİ HANİ ALT YAPI?
Motta iyi bir pozisyonda bekleyince top kendisine geliyor, düzgün bir şutla skoru eşitliyor. Beşiktaş, ilk yarının son 10 dakikasında bariz bir üstünlük kuruyor, fakat devre bitiyor.
Fenerbahçe istediğini aldı İkinci
yarı Olcay Şahan'ın müthiş çabukluğu, sonrasında berbat vuruşuyla Beşiktaş ikinci golden olurken, sarı kartlı Motta yine rakibine arkadan bariz bir şekilde çekince kırmızı kartı görüyor.
Mecburi değişiklik, İsmail Köybaşı oyuna giriyor. Daha sonra o da çift sarı kartla oyun dışı kalırken maç da 1-1'lik skorla berabere sona eriyor.
Maç bireysel faullerle anılacak şekilde berabere bitti.
Şöyle bir özetlersek; ne şiş yandı, ne kebap! Bence Fenerbahçe istediğini yorulmadan aldı.