Dursun Özbek'i G.Saray başkanı mı zannediyorsunuz! Galatasaray'ın başkanı Mehmet Özbek! Bir ara ön plana çıkar gibi oldu, hemen geri adım attı. Çünkü önde olursa yıpratılacağını gördü. Yıpratılırsa kulübü bildiği gibi yönetemez. Önde, tribünde Dursun Özbek oturuyor. O resim çektiren, poz veren kişi konumunda! Sezonun başında Mehmet Özbek'in bir numaralı kararıydı Hamza Hamzaoğlu'ndan vazgeçmek. Geçen sezonki başarıda önemli rol oynadıkları öne sürülen Ali Dürüst ve Abdurrahim Albayrak'ın temizlenme sebebi iddia edildiği gibi Florya'ya hakim olamamak değil. Çünkü bunlar Florya'da oyuncularla iyi ilişkiler kurarak, Galatasaray'ın krizlerden çabuk çıkmasını sağlayan iki yöneticiydi. Onları istemiyorlar, "Artık Florya'da bizim olacak" düşüncesi değil, hayır! Onları uzaklaştırmalarının asıl sebebi Hamza hocayı savunmasız, silahsız bırakmak. Onları yönetimden alarak Hamza'yı yalnız bıraktılar. Yalnız kalan Hamza'yı temizlemek daha kolay olacaktı.
Eylül'de yazdım, Kasım'ı göremez!
"Kıyakçılığın sonu ayakçılıktır"
Hamza futbol oynayacak sahası bile olmayan, maçlarını Akhisar yerine Manisa'da oynayan Akhisar'ı 1. Lig'e çıkardığı zaman onu değiştirmediler. "Senle geldik senle devam edeceğiz" dediler. Hamza hocanın hatırladığım en büyük transferi Niasse! Bruno demiş ki "Bizim mahallede iyi bir çocuk var. Onu alalım" demiş. 50 bin euro'ya alınıp 7 milyon'a satıldı. Akhisar'ın tarihindeki en büyük girdisidir Niasse. 6 milyon 950 bin euro para kazandılar! Hamza o takımla 1. lige gelip yerleşti. Hamza öyle sağlam bir takım kurdu ki orada o takım şimdi G.Saray ile puan puana! Hamza'nın G.Saray'ı ile Hamza'nın bıraktığı Akhisar 22'şer puana sahipler, G.Saray averajla önde! Hamza'nın akıllara seza hataları var. Yönetimin yerine soyunmadı, yönetimi savunmaya kalktı. "Kıyakçılığın sonu ayakçılıktır" diye biri başlık atmıştı. Yönetime kıyak yapayım diye kendi kendini ortaya attı. Taraftar soruyor, "Niye aldınız bu futbolcuyu" diye "Ben aldım" diyor. "Niye sözleşmesi uzatıldı" deniyor o, "Ben istedim" diye kendisiyle hiç ilgisi olmayan sorulara cevap vermeye kalktı. G.Saray'da oldum olası 1982'den bu yana bir gelenek vardır. G.Saray antrenörün işine karışmaz, antrenör de yönetimin işine karışmaz. Antrenör istediği futbolcuları rapor halinde yönetime sunar. "Benim sol beke ihtiyacım var" der. "Carlos'u alabilirsiniz" diye söyler. O kadar! Yönetim Kurulu sol bek hiç almayabilir iki tane sağ bek alabilir. Getirir hocaya teslim eder ve karışmaz! Transferi yapmak yönetimin işi! O yönetimin kurduğu kadroyla da takımı yönetmek antrenörün işi. Şimdi bu güzel sistem ortadan kalktı!
Sabri geçen sezon takımı toparladı
Hamza olayının gerçek sebebi
Mehmet Özbek, G.Saray'ı TFF Futbol Direktörü Fatih Terim'in yönettiği inancında. Yardımcısı Hamza da Terim tarafından gönderildi ki futbol takımını da etkilesin (!) Yani G.Saray takımının tenkik direktörü aslında Hamza değil, Fatih Terim! Mehmet Özbek'in inanışı bu. Bu sebepledir ki ilk hedef olarak Hamza'yı kararlaştırdı. İlk hamlede Abdurrahim'le Ali gittiler, Hamza kaldı. Sonrasında savunmasız kalan Hamza'yı da temizleyip operasyonu bitirdiler.
Terim'le Hamza'ya danışması normal
Mustafa Denizli'nin Fatih Terim ve Hamzaoğlu ile görüşeceğini açıklaması Denizli'yi tanıyan birisi için şaşılacak birşey değil. Denizli'nin en çok fikrine başvuracağı kişilerin başında yakın arkadaşı Fatih Terim gelir. Rakiplerdir ama iyi arkadaştırlar. Galatasaray'ı şu anda en iyi bilen kim? Hamzaoğlu! Kime soracak Mustafa Denizli? Haliyle Hamza'ya soracak.
Bu dümenci yönetimle Denizli nasıl çalışacak?
Aslında şunu çok merak ediyorum; Hamza'yı göndermek için bu kadar dümen yapan bir yönetim ile Mustafa Denizli nasıl çalışacak? Onun cevabı da şu; Ben bu kulüpte iki G.Saraylı tanıdım. Birisi Alp Yalman diğeri Mustafa Denizli. Bunlar Galatasaray dara düştüğünde "Gel" denildiğinde koşacak iki adamdır. Denizli'nin bu yönetime transfer şartı, para şartı koşacağına düşünmüyorum bile. Tabiiki istekleri olacaktır. Gözü kapalı kendini batağa atacak değil, ama "Şunları, şunları yapsak iyi olacaktır" diyecektir. Ama "Bunları yaparsanız gelirim" şartı koşmak değil bu. Geldikten sonraki istekleridir. İşte öyle Galatasaray'lıdır Mustafa Denizli! Şart ileri sürmez ama böyle içten pazarlıklı bir yönetim ile çalışmayı Denizli nasıl kabul etti? "Galatasaray çağırdı, Mustafa reddetti" dedirtmez!
BU SENE LiG ÇOK KARIŞIR
Bir El Clasico maçını izledim, hayatımda bu kadar kötü bir Real Madrid görmedim. Bu kadar ruhsuz adamlar topluluğu olamaz. Tam böyle G.Saray, F.Bahçe maçlarının arasına bir devresi oturmuş, arkadaşlarla toplandık, maçın ruhunu hissederek izliyoruz. Baktım ki ortada Real Madrid diye bir takım yok! Bırak takımı, adam yok! Takım kötü oynar da sen "Ben buradayım" diye oynarsın ama o da yok! Biraz Marcelo var gibiydi. Başka da isim hatırlamıyorum. O da sonra vazgeçti. Diğerleri gibi sahada yok oldu gitti... Bir başka inanamadığım da antrenmanlara dahi çıkmayan Mersin İY'na F.Bahçe 3 gol attı diye Türk medyasının nasıl göklere çıkarıldığı... Hakikaten inanamadım! manşetlerin alt başlığı da şu "F.Bahçe bu sene ilk defa 3 gol attı!"
Tribündekilere bile hayranız
Türkiye'nin en pahalı takımını kurmuşsun! F.Bahçe'nin yedek kulübesinde değil, tribünde oturanlara, yedek kulübesine giremeyenlere (Ba, Meireles), "Bu adamlara nasıl ihtiyacımız vardı bizim" diye hayran hayran baktığım Fenerbahçe takımından bahsediyoruz! F.Bahçe sezon başından beri ilk defa, amatör bile olmayan, yok böyle bir takım, antrenmana çıkmayan takım olur mu? Mersin İdman Yurdu'na 3 gol attı diye kıyamet kopuyor. G.Saray'ın son üç hafta var, yerin dibine sokulduğu, Hamza Hamzaoğlu'nun kovulmasına sebep olan!... Son üç haftada G.Saray'ın attığı gol sayısı 10... (Eskişehir: 4-0- Rize: 3-4, Antalya: 3-3) Bu G.Saray'ı yerin dibine sokuyorlar. F.Bahçe sezon başından beri ilk defa 3 atmış. Onu da olmayan Mersin'e atmış (!)
Bu takım ligi götürür diyemiyoruz
Böyle baktığın zaman ligde Mustafa Denizli'nin işi sanıldığı kadar zor değil. 6 puan 7 puan önemli değil. İki hafta önce Real Madrid ile Barcelona puan puanaydılar. Şimdi Barcelona 6 puan önde. Real, Real gibi oynasaydı kendi sahasında yenseydi Barcelona'yı o 3 eksik bu 3 fazla şimdi puan puana olacaklardı. F.Bahçe ve Beşiktaş'ın oynadığı futbollar da ortada. "Vay bu takım alır götürür, sürükler" dediğimiz bir takım yok. Beşiktaş dahil. Kimin ne yapacağı hiç belli değil. Bütün Anadolu takımları zamanında kafa kaldırıp "Buradayım" diyen takımlar olsaydı bu sezon tam şampiyonluğun Anadolu'ya götürüleceği seneydi, bu sene. Ama onlar daha beter durumdalar. Şu G.Birliği'nin Kayseri'nin Eskişehir'in haline bak! Akhisar, Başakşehir ile K.Paşa çok net puanlar kaybettiler. G.Saray ile F.Bahçe bu haldeyken onlar çok rahat ligin lideri olabilirlerdi. Beşiktaş ile başa baş olurlardı. Bu seneki lig çok karışır. G.Saray'ın bugün elindeki kadro ile Denizli'nin de oynatacağı futbolu da düşünüyorum, çok fazla eksiği yok. Sezon başından beri oynayan bütün Fenerbahçe takımlarını birer birer ele alın, okuyun ve bu takımda şu eksik diyin! Kim oynarsa oynasın F.Bahçe'de eksik yok. Ozan oynarsa Alper eksik diyebilir misin? Alper oynadı diye Meireles eksik diyebilir misin? Dünya çapında bir adam Gökhan oynamıyor, Şener oynuyor. O da milli takımın beki.
Elindeki kadroya göre oynatır
Yani Fenerbahçe'de öyle bir kadro var ki orada istediğin radikal değişikliği yapabilirsin. O nedenle Mustafa Denizli'den radikal değişim beklemiyorum. Pereira istediği her taktiğe göre kadro yapabilir ama Denizli elindeki kadroya göre takım yapmak zorunda.