Kadıköy ruhu nerede?

İlk yarıda 4 duran top, 4 gol… Türk futbolunun en sıkıntılı olduğu konu; duran toplarda yapılan adam paylaşımları… Ama Fenerbahçe kalitesinde bir takımın 2 golü aynı şekilde yemesi affedilecek şey değil.
Volkan Demirel duran toplarda tercihini genellikle beklemekten yana kullanıyor.
Oysa kaleye yakın gelen toplarda sorumluluk alıp çıkması gerek. Ellerini kullanma avantajıyla birçok pozisyonu başlamadan kesebilir. Kjaer'in kırmızısı bana ağır geldi.
Pozisyonun başında Stoch'a yapılan bir faul var. Hakem Serkan Çınar'ın kırmızıyı bu kadar rahat çıkarmasının sorumlusu Fenerbahçe Yönetimi'dir. Taraftara bilet satmadılar, tribünlerde en çok bağıran grupları pasifize edip Kadıköy'ün ruhunu bitirdiler. Stadın isim hakkını satabilirsiniz, formalara göğüs reklamı ve dahi çoraplara reklam alabilirsiniz. Hatta yakında atlete kilota reklam alıp tribünlerden ettiğiniz maddi zararı bir şekilde karşılayabilirsiniz!
Ama parayla Kadıköy ruhunu getiremezsiniz.

10 KİŞİYLE GÜCÜ YETMEDİ
Dün o tribünler tıka basa dolu olsa Serkan Çınar bu kadar rahat kırmızı kartını çıkarabilir miydi? Böyle giderse rakiplerin Kadıköy kabusu bitecek.
Kjaer'in kızarmasıyla 10 kişi kalan sarılacivertliler, kondisyon problemi nedeniyle dakikalar geçtikçe iyice yoruldu. Volkan Şen ve Alper'in çırpınışları pozisyonlar bulunmasını sağlasa da; eksik kalmanın yorgunluğuyla galibiyet golü gelmedi. Forvet arkası oynayan Alper'in Salih'ten daha faydalı olduğu olduğunu söyleyebilirim.
Hızlı, adam eksiltebiliyor, araya pas atabiliyor.
Fenerbahçe'deki en önemli gelişme futbolcuların üst düzey kazanma isteğiyle dolu olmaları. Advocaat'ın yaptığı bu özgüven yüklemesi dahi övgüye değer.