FEDA böyle olmaz
Yazımın başında Beşiktaş'ın sorunlarını mı yazsam, yoksa yeni sezon öncesi takımdaki kadro tercihlerini mi yazsam dedim; ama ikisinin yok birbirinden farkı dedim sonrasında.
Siyah-beyazlı takımın neresinden tutsan sıkıntı. Yönetim binasına baksan, çok erken başlayan çatlak sesler var. Hesap sorulsun mu, sorulmasın mı? Neyin hesabını soracaksınız ki? Zaten ekonomik girdabın ne olduğunu bilerek başladınız bu kutsal göreve!
Geçen gün kulüp binasına gittim. Siyah-beyazlı yönetimin önemli isimlerinden biri ile sohbet ettik. Kriz gerçekten büyük.
FEDA, güzel kampanya ama karşılığı yok... Stat kombinelerinin satışı yerlerde... Formalara beklenen ilgi yok... Bu tavır artık yöneticileri bıkkınlığa itmiş.
Gelelim Ümraniye kısmına.
Sezon öncesi Aybaba'nın iki önemli açıklamasını okudum ve aklımda kaldı. "Beşiktaş'ın Sir Alex Ferguson'u olacağım" ilk açıklamasıydı. Türkiye şartlarında, "Sayın Aybaba ya hiç Sir görmedi, ya da Alex'in yanından hiç geçmedi" demiştim.
İki 'bomba' açıklama İkinci
açıklama daha da bomba oldu. "TFF başkanı olurdum."
Bu ülkede işler bu kadar kolay mı? Siyasilerin desteğini arkasına aldığını belirtmiş ve bu açıklamayı yapmış Aybaba.
Vay vay vay... Bu açıklamanın ardından en büyük korkum, Aybaba kazanacağı ilk derbi galibiyeti sonrasında, "Cumhurbaşkanı olmak istiyorum" der mi?
Herkesin aklındaki soru Ümraniye dendiğinde benim de aklıma geliyor: Portekizliler ne olacak? Dönemin başkanı Yıldırım Demirören ile birlikte kulübe giren menajer Ahmet Bulut görevi devralmış. "Çok kısa zaman içinde oyunculara istenilen rakamlarda kulüp bulurum" ifadesi doğru ise 'FEDA'dan sonra 'VEDA' zamanı da yakındır.
Son olarak Beşiktaş Teknik Direktörü Samet Aybaba'yı, 16 Ağustos Perşembe günü TRT Spor'daki Basın Tribünü programında ekip arkadaşlarımla birlikte bir hayli terleteceğimizi de hatırlatmak isterim.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.