19 Haziran 2014 | Perşembe

Köprüleri yıktık

Ezeli rekabet hiç bu kadar ayaklar altına düşmemişti. Bunları da görmek bize nasip oldu ya, artık arkamıza bakıp, "ne eksik kaldı?" demeyeceğiz.
Kulüpleri yönetenlerin, geleneklerden ve kültürlerinden uzaklaşıp, kendi renklerini, kendi egolarına alet ettikleri andan itibaren, Fenerbahçe ile Galatasaray arasında artık hiçbir şey "samimi" olamaz.
Onların güvensizlikleri, bilgisizlik, tecrübesizlik veya şanssızlıktan doğan başarısızlıklarını örtmek için, "hamaset" dilini kullanıp, tribündeki taraftardan farksız hale gelmeleri ile birlikte, köprüleri inşa etme şansını da yitirdik.
İki kulübü de yönetimleri değil, sosyal medya üstünden taraftarları yönetiyor.
Sinirin, komplekslerin esiri olmuş düşünceleri, hiç tereddüt etmeden camianın fikriymiş gibi kabul ediyor ve buna göre tepki geliştiriyorlar.
İnanın oturduklarında daha mantıklı ve akil olabilirler ama akıllı telefonundan sadece "bir" mesajı okuyan odadaki birisi,"Ama taraftar isyanda, bakın ne yazmış" dediği anda, "mantık" bir kenara atılıyor. Çünkü; stratejileri yok.
Misyonları yok.
Kendilerine güvenleri yok.
Koltuklarından endişe ediyorlar.
Bu sözleri camia adına değil, kendilerini olayların dışında tutup, "aklanma" uğruna sarf ediyorlar.
Sözleri duyulduktan sonra "helâl olsun, amma çaktın" yansımasını beklemeye başlıyorlar.
Bu arada 100 yıllık rekabeti, iki sataşma cümlesi içinde
boğmuşlar, umurlarında değil.

TARİHE İHANET
Ünal Aysal; "karar aldık, çıkmayacağız" dedi. Başkanı olduğu kulübün kökleri hakkında hâlâ fikir sahibi olamamış. Yöneticileri de elbette. Galatasaray'ın olması gereken bir arenadan kaçması, tarihine ihanettir öncelikle.
Bunu anlatacak birileri çıkacaktır elbette onlara.
Bu yüzden, Ülker Arena'da şampiyonu belirleyecek son maç oynanır.
Aysal ve ekibinin bu açıklamayı yaparken, bu maç üstünde baskı kurmaya çalıştığını, böylesine bir gerginlik ve ortamdan kazanmak adına avantaj üretmeye çalıştıklarını da düşünüyorum. Sadece kazanmak.
Benzerlerini Fenerbahçe de yaptı. Onlar bir üste çıktılar. İnsanları birbirlerine düşman etmek pahasına, ne yazık ki… Şikayet ettikleri federasyon ile geçen sene şampiyon oldular. Bu sene Pınar Karşıyaka'yı elerken, benzer şikayetler rakiplerinden de gelmişti. Bu hakemlerle finale geldiler. Kız takımları üç kupa kazandı, iki finalde Fenerbahçe'yi geçti.
Onlar da biliyorlar, kararlarda veya hatalarda "kayırma" olmadığını. Bu yüzden ortamı yarattılar, kendi maçlarını oynadılar, finalde topu oyuncularına atarlar. Gergin ve sinirli seyircinin yapacağı ilk taşkınlığı sabırsızlıkla bekler, peşinden de maçı, maç olmaktan çıkaracak itirazlara başlarlar.
Sanmayın ki, karşı taraf farklı... Sadece top Aysal ve arkadaşlarında; o kadar!..

TUNCAY ŞANLI'NIN SÖZLERİ
İki hafta önce Tuncay Şanlı, Wolsburg'dan takım arkadaşı Diego Ribas için konuştu. Volkan Demir, Sabah'ta yazdı… Tuncay'ın bir tespiti çok önemliydi benim için. Dedi ki; "Antrenmanı, çalışmayı ve koşmayı çok sever.
Hiçbir şekilde kaytarmaz, kaçmaz"
Bizim kafamızda bir top ve pas ustasının, mücadele içinde ayrıcalık bekleyeceği var. Diego'nun da, taktik görevlerde, geriye yapması gereken koşularda eksiklik yaşayacağını düşündük hep. Bu yüzden Yanal ile problemler yaşaması sürpriz de olmayacaktı.
Ama Tuncay Şanlı, oda arkadaşı için başka bir pencere açtı bize. "Umursamaz" diye tasalanırken, "Çok karakterlidir. Takım ve kazanmak için her şeyini ortaya koyar" cümlesi geldi.
Fenerbahçe'nin büyük oyuncusu, yeni yıldıza "kefil" oldu. Eğer okuduysa bu sözleri, en çok Ersun Hoca sevinmiştir.

İLK MESAJ HAKEMLERDEN
Dünya kupaları; ekolleri geliştirir. Gözümüz; teknik adamların takımlarını başarı için nasıl farklı kurgulayıp, çözüm ürettiklerinde oluyor. Çünkü, sahadan çıkacak mesajlar önümüzdeki dört yılın da temelini oluşturuyor.
İlk hafta biterken, ilk mesajın sahadan ama bu kez hakemlerden geldiğini gördüm. Ceza alanı içinde, rakip oyuncuya "bozma" amaçlı yapılan temaslara çekinmeden penaltı çaldılar.
Açılış maçında ev sahibi Brezilya'ya penaltı verildiğinde "eyyam" demiştik ama sonrası geldi. Fransa, Cezayir ve İspanya benzer kararlarla penaltı kazandılar.
Bu yorumun ligimize yansımaması imkansız. Futbolun patronu FIFA eğer bu ahkamı kesmiş ve hakemlere bu cesareti vermişse, MHK'nın farklı davranması mümkün değil.
Hani; "Yani, çok kolay penaltı, o kadar da değil" yorumlarınızı bir kenara atmaya hazır olun. Gollü maçların önünü açıyor FIFA…

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor