14 Temmuz 2011 | Perşembe

Yasayı boğamazsınız

Sadrazam bir gün hamama gitmiş.
Tellak keseye başlamış, maiyet de kapıda beklermiş. Zaman geçip sadrazam dışarı çıkmayınca girip bakmışlar ki, ortada sadrazam falan kalmamış. Zira, tümüyle kirden ibaretmiş.
Kulüpler Birliği toplantısı sonrasında en yaşlı üyeden bir açıklama geldi. İçeride neler konuşulduğunu tam bilemiyoruz ama maddi kayıp kaygıları en başta gelen konu olmuş gibi. İşin ilginci Cavcav'ın ortak açıklama dediği şey için bir mutabakat, bir imzalı deklarasyon da çıkmamış toplantıdan.
Zaten kısa kesmişler toplantıyı. Nemli yaz sıcağının yarattığı hamam ortamında fazla uzatmak istemediler zahir. Toplu bir aklama çabası olmuş izlenimi alan çok.
Aman temizlik faslını uzun tutmayalım, sabundu, suydu, keseydi derken, sonunda ortada hiçbir şey kalmaz, diye düşünenler olmuştur belki de.
Cavcav diyor ki, tek ses, tek yürek. Birimiz şikeci olursa hepimiz şikeciyiz, anlamı çıkartanlar olurmuş, ne gam. Bozacının şahidi şıracı korkusu da yok muhteremde.
Bak İlhan Aga! Kendi kulübünün başında değil 30 sene 300 sene kalmış olsan bile Türk futbolu adına böyle bir açıklama yapma hakkın yok.
Oldu bittiyi, "dikte edilme" sistemini de bırak. Çünkü futbol, dürüst futbolseverlerindir.
Futbol adamlığı da üçe aldığın oyuncuyu beşe satmak değildir.
Sonra federasyon başkanı aldı mikrofonu. Bu toplantıda karar almalarını bekleyen yoktu elbette; ama böyle bir U dönüşüne de pes artık. "Savcı ile görüştük, durum vahim" gibi bir beyanı olmuştu ya, biz tam işitememişiz zahir. "Durum vahim ama ümitsiz değil" demek istemiş galiba. Kurtarabilmek için ümit var, bakalım nasıl yaparız, diye düşünüyormuş belki de.
Aydınlar, böyle düşündüğünü Telegol bağlantısında da açıkça ifade etti zaten. "Kişilerin yaptığı kurumları bağlamaz. Ben böyle düşünüyorum. Ama böyle yapabilir miyiz, tam da bilemiyorum" gibi bir laf sarf etti alenen. Yani açıkça yasaya muhalefet etti. Zira yasa çok net şekilde, yöneticilerin yaptığı kulüpleri bağlar, demekte.

Devlet diye bir şey yok mu?
Mehmet Ali Bey aynı programda bir de Aziz Yıldırım için "Başkanım" demez mi!
Bak beyim! Kimse senin başkanın falan değil artık. Sen herkesin başkanısın. Bunu önce tam anla. Sonra da görevini yap. Futbolu sansarlar, simsarlar, sırtlanlar, şeytanlar ele geçirmişse, onları hemen temizle.
Bazıları da yasa değişecek propagandasında.
Kişilere ceza verilip kulüpler rahat bırakılacakmış.
Şikenin önüne bu akıl mı geçecek yani! Daha 3 ay önce çıkan kanun sizin paşa gönlünüz için hemen değişecek, şike tümden serbest mi olacak? Devlet diye bir şey kalmadı mı?
Bunların arasında bir isim var ki, şaş da kal! 2005 yılının şampiyonunu belirleyen "Elm Sokağı'nda Kabus" tadındaki 2-1'lik Fenerbahçe-Trabzonspor maçının, on binleri sokağa döken hakemi Cem Papila. Hele dur bakalım muhterem, hafızalar o kadar da nisyanla malul değil.
Ey TFF, Ey Aydınlar! Kimse size şu takımları küme düşürün, demiyor. Ancak topu yargıya atıp mahkeme sonucunu, yani 3 sene gibi bir süreci bekletme oyununa da gelmiyor. Bak sana açık açık söyleyeyim. Bu akılla gidersen iyi bir yere varmazsın. Karar alıcı olmayan federasyon görevde kalıcı da olamaz.
Yarın istifanız gündeme gelir. Canı yananlar hakkı gasp edilenler aleyhinize dava açar, yargı karşısına çıkarsınız.

Vezir yaptılar, diğeri olma!
Daha fikstürü bile çekilmemiş ligin başlamasının acelesi mi var Allah aşkına? Soruşturma kapsamındaki iki takımın oynayacağı Süper Kupa maçı bekleyemiyor mu? Bir haftaya kadar dalga malga kalmaz. Alırsın delilleri, ceza mahkemesinin sonucunu beklemeden spor hukukuna göre alırsın kararını. Tabii görevini yapmak istiyorsan.
Demem o ki, Mehmet Ali Bey, seni oraya daha yeni vezir yaptılar, dikkat et de kısa zamanda başka bir şey olma!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor