18 Kasım 2011 | Cuma

Abdullah Avcı

Hüsranlar alışkanlığa dönüştüyse.
Adına futbolcu denen ağalar, milli takım ruhunu kendi çirkinlikleriyle işgâl eder hale geldiyse.
Arsızlıklarını bilerek kart görecek biçimde ortaya dökenler, hatalarını yüzlerine vuranlara düşman kesiliyorsa.
Bu rezalet can verirken, bu takıma can verecek birileri de bulunmalıydı elbet.

***
Milli takımın, emeğe, bilgiye ve dürüstlüğe ihtiyacı vardı.
Futbolun acımasız çarkında zalim kuralların değil, sevgi ve saygı yasalarının geçerli olduğunu gösteren bir adama ihtiyacı vardı.
İyilik ve güzellik adına nerde çoğalma varsa, Abdullah Avcı oradaysa.
Futbolun takım ruhunu sahaya en iyi biçimde yaymaktan yana, yıllardır şüphe götürmez biçimde alkışlandıysa...
Ona bu apoleti yetkililerden çok, spor kamuoyu dikmiştir.

***
Abdullah Avcı, toplumun açılması gereken zorunlu telgrafıdır . "Yabancılara paydos. Stop.
Bu adamı istiyoruz. Stop..."

***
Abdullah Avcı, eski zamanların ruhunu temsil eder de...
Bir midye sessizliğinde yaşar.
Popülist değildir.
Bilgisini, enerjisini başkalarına saldırmak üzerine biriktirmez.
Sadece gençliğin gelişimine ve kendini korumaya yönelik kullanır.
Bugüne kadar, hakkı olmayan hiçbir şeyin peşine takılmadı.
Yıllardır hiç bozmadı duruşunu. Kuruşu kuruşuna hakkını verdi aldıklarının.

***
Abdullah Avcı başarılı olur mu?
Bugüne kadar olmazları olur yapan kimdi?
Bir adam dürüstse, işinde namusluysa niye başarılı olmasın.
Hak eden insanları takıma yerleştirirseniz... Milli takımdaki ağalık sistemini ortadan kaldırırsanız.
Bayağılığın itibar görmesine izin vermezseniz.
Bilinç ve bilgi birikiminiz de mevcutsa...
Ve işinizde ırgatsanız.
Başarı kaçınılmazdır.

***
Türkiye, televizyonlardan yönetilen bir spor ülkesi olmaktan da kurtulmak zorunda.
Futbolun içinden televizyon yayınları geçiyor ama.
Televizyonların içinden, sadece futbola ticari marka kazandırmak geçiyor.
O yüzden, futbolcu ağalığına, ülkemizin yabancı cenneti olmasına yönelik sistemin de beli kırılmalı.
Abdullah Avcı, bunun da üstesinden gelecektir.

***
Abdullah Avcı'nın, böyle bir görev karşısında boynu kıldan ince.
Onda, ipi kendi boynuna geçirmeyecek sihir mevcuttur.
Onu da göreceksiniz.
Futbolumuzun şahsına münhasır seviyesi yükselince.