25 Temmuz 2017 | Salı

Saydıklarım

İkiyüzlü bir futbol dünyasının içindeyiz. Kültür gelişimine parmak oynatılmayan ama birilerinin parmağında oynattığı bu soysuz düzenin ağalarıyla satranç hukukunu tartışacak değiliz elbet.
Onların piyonları kabadayılara iltifat etmeyi onur sayarken biz adamları sayıyoruz.
Şenol Güneş gibi Abdullah Avcı gibi.

***

Bu ülkede milli takımlar düzeyinde en büyük başarı Şenol Güneş'e ait.
Ülkesine madalya getiren tek adam.
En sorunlu futbolcuları bile yola getirmenin öğretmeni.
Onun valizinde silah yok, kitap var.
Onun kitabında haydutluk yok zarafet var.
Varsın manşetlere çıkmasın.
Onun için onurlu bir yaşamın içinde kalmak yeterli.

***

Abdullah Avcı son 10 yılın en bilimsel teknik adamı.
Bu adamı milli takımda üçlü bir organizasyonla imha ettiler.
İnsanlık hukuku sinsi bir operasyona yenildi de, Abdullah Avcı'nın duruşuna zerre kadar zarar verebildi mi? İnadına heykel gibi.

***

Fenerbahçeli dostlarımdan biri "Van Persie bu sezon seni utandıracak" dedi. "Birini utandıracak birinin önce utanma duygusu olmalı" diye karşılık verdim.
Sonunda noktayı da koydum tabii.
"Kazık yiyenlerle kazık atanlar pek sevişir!" Burası Türkiye! İki yıllık yan gelip yatmanın utancı bir maçla bile ödeşir.

***

Galatasaray'ın Avrupa yolculuğunu bu kadar kolay noktalamasına baktım.
Kendi halindeki bir kulüpten "kaçırılarak alınan" Tudor gibi biri, bir teknik adamın yanında eşantiyon olarak bile verilmez de, kendisine Galatasaray teknik direktörlüğü verilir.
Böyle bir teknik adam tarihi bir bozgunun çıkış yolunu, takımın bir ay sonra hazır olması gerektiğiyle bulursa...
Galatasaray biçare bir İsveç takımı karşısında yere serilir.
Peki, Tudor'u takımın başında tutanlar ondan farklı mı?
Dursun Özbek'in yapacağı en son iş Galatasaray Başkanlığı olmalıydı.
Ama merak etmeyin birkaç maç sonra hafızalar silinir!

***

Bizler neleri unutmuyoruz ki!
Geçen haftadan kalan küçük bir anı.
Adamın biri evinin köşesine sürekli çöp döken biriyle kavganın eşiğindeydi.
Oğlu sinirlendi, "Baba şu adamı bi güzel benzetsene!" "Hayır oğlum" dedi baba, "bize yakışmaz!" Uygar insan tavrını ortaya koydu.
"Ben belediyeye söylerim bir şekilde mesele hallolur." Babasına "Yazıklar olsun" diye haykırdı çocuk.
"Fatih Terim kadar olamadın!"

***

Kabadayılığın krallığı çocuklara nasıl ilham veriyor anlayın.
Kurdukları cümlelerde bile kafa göz yaranlara adres sorarsanız, sizlerden önce o adrese çocuklarınız gidecektir!
O adreste onları bekleyenleri hayal bile edemezsiniz.
O yüzden devam edin çocuklarınıza ayna tutan kabadayıları alkışlamaya!
Cevap hakkınızın bile olmadığı bir karanlık yolculukta sorun bakalım kendinize.
"Biz niye böyle olduk da, çocuklarımızı kurban ederken bile kılımız kıpırdamıyor!" diye.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor