03 Aralık 2019 | Salı

İbret!

Adaletin "bloke" edildiği bir ülkede Fenerbahçe'nin oynadığı futbolu mu tartışmalıyız, hakemliğin derin devletini mi?
Göztepe karşısındaki Fenerbahçe'nin futbol olarak kazanmayı hak etmediğini söylersek kimseye haksızlık etmeyiz.
Ama adaletsizliğin kadrajında deliller bazı hakemlerin aleyhinedir!
İtiraz edenleri de film içinde film çevirenleri de vicdan sokağında sorularımızla bekleriz!
"Bu kadar günahı ne yapacaksınız hakem beyler? Sizin adaletiniz nerede saklanır ne yer ne içer?
Kimlerden beslenir meslek onurunuz?"

***

Malatya'da Emre Belözoğlu'nun kaçırdığı penaltıda 1 metre öne çıkan kalecinin duruşuna onay verenlerin, Göztepe maçında kaleci Altay'ın kurtardığı penaltıyı tekrar ettirmesi bu mesleğin içindeki adamların tehlikeli olduğunun resmidir.
Kurallara işleyen düdüklere itirazımız yok.
Ama kuralları düdükleyenleri teşhir etmemiz gerekiyor.
O yüzden Fenerbahçe'yi şampiyon yaptırmayacağız derneğine üye olan hakem listesini istesek verirler mi? Yoksa sorumuzu tekrar mı ettirirler?

***

Trabzonspor'un maçlarındaki başkalık, rakibi de futbola çağıran futbol anlayışı seyir zevkinin sonuçtan önemli olduğu gerçeğini de doğuruyor.
Ama yozlaşan sistemde günü kurtarmak geleceği kurmaktan daha değerli sayıldığı için her şey "yevmiye hesabıyla" değerlendiriliyor.
Bu ülkede yarışma jürilerine bakınca sorgulama gücünün içler acısı halini anlatmaya gerek kalmıyor zaten.

***

Sivasspor'da Rıza Çalımbay'a bakıyorum, ekmeğini taştan çıkaran adamın öznesi emek.
Denizlispor'a bakıyorum; Şifo Mehmet direnç demek sempati demek.
Yenilmesi en zor takımlardan biri olan Başakşehir'in kazanmasındaki sır; Okan Buruk'un cesaretinin dışavurumu!
Ve galiba; imkansızı istemek!

***

Seyir zevkimizin azalmasında hakemler kadar sahada artistik ve muhbirlik klipleri çeken futbolcuları da işaret etmeliyiz.
Futbolcuların kitap okuyanları vardı, şimdi çukur dizilerine bayılıyorlar ya da otomobil kataloglarına!
Kültürle ve aydınlıkla barışık olmaktansa sürüye karışmak daha anlamlı geliyor birçoklarına.
Sürüden ayrılanı kurt kapıyor ya cahil kalmak değerli bir duruş artık!
Nasılsa futbolu bırakınca ya yorumcu olacaklar ya da spor yazarı!
"Mesleğimizi kaybettik hükümsüzdür" desem ne yazar!

***

Fikret Orman gibileri hesap sorunca kızar! Beşiktaş'ın tarihi bir borcun altına sürüklenmesinin altındaki imzadır Fikret Orman.
Borçların faizi bile bataklığın şiddetini anlatmaya yetiyor.
Yasalar harekete geçmeli, kaçakları oynayan bir başkandan her şeyin hesabı sorulmalı.
Bütün camia ayaklanmalı.
Türk futbol tarihinin en büyük başkanlık bozgunu yaşandıysa, bu ülkede kulüp başkanlığı sadece etiket yapmak için değil hesap vermek için de mevcutsa bunu görmeliyiz.
Beşiktaş için kendilerini "feda" eden taraftarlar böyle korkak vedalarla hesap vermekten kaçanlara suskun kalmamalı.
Fikret Orman Bodrum'daki sükseli otelinde saltanat sürmekle Beşiktaş'ı yakmak arasındaki farkı öğrenmeli ki; sorulacak hesap bütün kulüp başkanlarına ibret olmalı.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.

GÜNÜN DİĞER YAZARLARI

SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor