21 Ocak 2020 | Salı

Şövalye

İstanbul'dan şampiyonluk düşlerine yolculuk eden kırmızı bir tren geçti.
Sivasspor, Beşiktaş karşısında 10 kişiyle bile başını dik tuttu.
Bu takım sezon başı kampına 12 futbolcuyla katıldı.
Bu takım milyon dolarlık bonservis bedelleri ödemedi ama futbolcularıyla sadakat sözleşmesi yaptı.
Harcı emek bilinen bir düşüncenin çatısından harika bir takım üretildi.
Bu gurur Rıza Çalımbay'a ait.

***

Rıza Çalımbay helalinden kuru ekmekle doyan onurlu adamlar sergisinden kalmış birkaç kişiden biridir.
En görkemli duruşun sadelik olduğunu yıllardır gösteriyor.
Kilitleri açacak zincirleri çözecek hüner onda mevcut.
Ne bitirimliği bilir ne hakemlerin sırtından geçinmeyi ne sızlanmayı.
Ne medyada lobisi vardır ne arkasında ağaları beyleri!
Kocaman bir yüreği vardır ve her şeye bedeldir.

***

Fenerbahçe'nin Antep'te iyi futbol oynamasa da maçı kazanacağı konusunda şüphe götürmeyen bir duruşu vardı.
Takımın rahatsızlık merkezi orta alandı ama Gaziantep özellikle ilk yarıda ikinci lig takımı gibi durduğundan Fenerbahçe'nin zaaflarının onlara bir yararı dokunmadı.
Ama her takım Gaziantep değil.
Ersun Yanal'a sorsalar "bu zaaflarla ne yapacaksınız?" Olası cevap: "Talihime güveneceğim!" Bizim notumuz: Talih de bir saltanattır ve gün gelir insanın başına yıkılır!

***

Bir futbolcu bilerek kart görüyor da ligdeki cezasını kupa maçında çekmenin hesabını yapıyorsa sorgulanmalıdır.
Ama yasaların açıklarından yararlanan sadece Vedat Muriç değil.
İşin en garip yanı bu ülkede yapılmadık çirkinlik bırakmayanların "etik duruştan" bahsediyor olması!
Bütün mesele insanların kendilerinde olmayanı başkalarında araması!
Konu Fenerbahçe olunca dilleri çözülenlerin aynaya bakmaları rica olunur!

***

Sivasspor'la birlikte Başakşehir ve Trabzonspor'un oynadıkları futbola bakınca, üst katlardaki mücadelenin zenginliğine alkış tutuyorum.
Ama onlar şampiyonluk için gözü dönmüş insanlarla mücadele etmenin zorluğunu da hesaba katmak zorundalar.
Burası Türkiye! 90 dakika içinde futbolun azami olarak 50 dakika oynandığı ama yıllardır oyun içinde oyun oynandığı bir ülke.
"BÜYÜK HARFLERLE" ağlayanların "büyük" sayıldığı, hakem ganimetleriyle apoletlere boğulanların alkışlandığı bir ülke.
Futbolcuların hakemlik yaptığı, yatıp da kalkmadığı, ilkelliğin daniskası hakemliğin prim yaptığı ülke.
1960'lı yıllarda sahanın dışına kaçan topu beklerken bile, sahanın içindeki futbol süresi şimdiki zamanın çok üzerindeydi.

***

O yüzden Rıza Çalımbay, Okan Buruk ve Hüseyin Çimşir ligin ikinci yarısında hangi taşı kaldırsalar altından aynı adamların çıktığını görecekler.
Ne filmler görecekler ligin ikinci yarısında.
Bizler de bir kere olsun hak edenlerin şampiyon olduğunu görmek için umutla bekleyeceğiz!
Olsun! Bizler her zaman onurlu şövalyeleri lordlara tercih etmişizdir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.

GÜNÜN DİĞER YAZARLARI

SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor