Dengeleme hesabı...

Bir kaplanın avını yere devirmek için yaptığı tüm darbeler yapıldı o an Mustafa Yumlu'ya...
O da cezasını bir dirsek yordamıyla kendisi vermeye çalıştı. Haliyle kırmızıyı gördü ve takımını eksiltti rakibi karşısında...
Gördüğü kırmızı kart takımını eksik bırakırken, kazanılmaya yakın olan maç, kaybedilmediği için şükür edilen bir maça dönüştü sayesinde.
Denge adamı Fırat Aydınus ise tereddütsüz verdiği kartla, diğer tereddütlerini bertaraf edebileceğini düşündü.
Öyle ki; ilk bölümde Yusuf'un rakibine faulünü gördü görmesine ama bir tercih yapamadı...

***

İçeride mi, dışarıda mı değil de, "aman neyse ne" deyip geçiştirdiği o pozisyonun etkisinde çıkamayıp, koca maçı sağa sola anlamsız gülücük dağıtarak tamamlamış oldu. Elbette maçın daha başında denilebilecek anlarda, maçı koparacak pozisyonları heba eden Trabzonspor'u konuşmamız lazım. Gol kaçırma konusunda attığı kadar eleştirilen bir Henrique ve bir dünya yıldızı olan Malouda, sonuca gidemediler.

***

10 kişi kaldıktan sonra yapılan değişiklikler için hocaya laf etmem mümkün değil. Cesaretlenen rakip karşısında oyun değil direnç üretmek ve yenilmemek gerekiyordu nitekim!
Ancak Henrique'nin çıkarılması sonrası yerine Abdülkadir'in girmesine bir anlam veremedim.
O kısımda da hoca "Elimizde adam vardı da oynatmadık mı?" derse ona da bir şey söyleyemeyiz.
Oyunun ilk bölümleri baz alındığında ve geçen yıldan alınan devir söz konusu olduğunda; Göze hoş gelen, bol pozisyon üretebilen ve bir gün o kaçan golleri atabileceğine inandığım Trabzon geliyor bence.