VAR’ın azı karar mı?

İstanbul deplasmanlarına gelirken "favori" olmayı özlemişti Trabzonspor taraftarları. Şu an yaşanan durum tam olarak bu.
Dün sahaya geçmiş üç maçını kazanmanın özgüveni ve kamuoyunda da oynadığı pozitif futbolun haklı övgülerini alarak çıktı Trabzonspor.
Kazanabilirdi, kaybedebilirdi de...
Öne geçtiği, farkı artırdığı bir karşılaşmada saha içi, kenar ve hakem yönetimlerine bağlanabilecek silsile hatalarla bir puana razı gelindi.
Bugün Trabzon'a bir puanla dönerken "üzüntü" hakim duygu ise Trabzonspor takımı, camiasına sezon sonunda önemli şeyler yaşatmak zorunda artık. Bunun içinde nokta transferlerin çalışması mutlak surette yapılıyor olmalı.
Dün gece Trabzonspor en etkili olduğu sağ kanat organizasyonlarına müsaade etmeyen bir Beşiktaş takımı ile karşılaştı. Bu durum geçmiş üç maçın Şenol Güneş ve ekibi tarafından doğru analiz edildiğini düşündürdü. Oyuna hızlı başlayan taraf Trabzonspor'du.
Ancak zaman ilerledikçe oyunun hakimi Beşiktaş takımı oldu.
Golleri ve pozisyonları Trabzonspor buluyor ve fakat baskı yemeye, topu uzun ve panikli oynamaya da devam ediliyordu. Caner ve Gökhan Gönül hamlesi ise maçın kaderini tamamen değiştiren unsurlardı. Bu iki oyuncu adeta geçmiş performanslarını hatırlatırcasına etkili işlere imza attılar takımları adına.
Trabzon'da ise 2-0'ı saha içinden ve kenardan yönetememenin şaşkınlığı, ısrarla uzun toplarla çıkma ve panik görüntüsüne Sosa'nın da sakatlanıp çıkışı eklenince bu sonuç kaçınılmaz oldu. Ayrıca maçı güzel götürdüğünü düşündüren Halil Umut Meler'in Medel'in Rodallega'ya ceza sahası içinde hareketini görmeyişi ve VAR'ın yokluğu düşündürücüydü.
Tıpkı Adriano'nun gözler önünde sert darbesini görmeyişi gibi.
VAR'a rağmen yokluk genç hakeme yakışmadı!