24 Kasım 2013 | Pazar

Terimsilin

Burak'ın maçın ilk golünü plaselemesiyle beraber '100ler kulübü'ne girmesi, -en az- Drogba'nın 'yedekler kulübesi'nde olması kadar heyecan vericiydi doğrusu. Bu iki durum birbiriyle ne kadar alakalı; -şimdilik- tam kestiremiyorum. Drogba'nın yokluğunda sahada, Selçuk gibi Selçuk, Burak gibi Burak, daha da önemlisi o eski Selçuk-Burak gibi oynayan bir ikili vardı. İşin ilginç yanı; Drogba da kenarda son derece olgun, hatta kaleci Nezihi kadar sevimliydi. "Kaleci" demişken; "ligde Muslera yerine Eray oynasın, Bruma'yı falan izleriz" desem Cimbomlular bana çok kızar mı? Bana bunu sordurtan Eray'ı dünkü performansından dolayı tebrik etmeliyim. Dany'nin akıllara zarar şuursuzluklarıyla takımını 10 kişi bırakması, ardından Sivas'ın beraberlik golü bile çok büyük bir sorun olmadı Galatasaray için.

Chedjou vasat birisi
Çünkü Burak'a, takım arkadaşları lige verilen arayı 4 günlük tatille değerlendirirken, "Terimsilin" kürü hayli iyi gelmişti. Rakibine gösterttiği ikinci sarı kartla başta Dany ve Mancini olmak üzere sarı kırmızılılar, derin bir "oh" çekiyordu. Dün gece bir kez daha "Chedjou'nun yerinde, ligin vasat, yerli stoperlerinden birisi oynasa Galatasaray ne kaybederdi ki!" diye düşünürken buldum kendimi. Takımının kazandığı penaltıda payı büyüktü ama o maliyetle, mevkisinde hâlâ büyük bir soru işareti. Mancini'nin milli olmayan oyuncularına 4 gün izin vermesindeki hedef belli ki "mental yorgunluk"tu. Oysa, hatırlarsınız; takıma gelir gelmez ilk işi oyuncuların fizik kondisyonuna sallamak olmuştu. Mancini ve Roberto Carlos'un ikinci kırmızı kart sonrası Galatasaray kulübesi önünde bir araya gelişleri en maçın ilginç anlarından birisiydi.

Carlos çok şey katmış

Bir takımın başında yıldızlar, galaksiler yönetmiş klas bir İtalyan, diğer taraftaysa onun tüm başarılarının kat be katını futbolcuyken kulağına damlatmış bir Brezilyalı efsane... Ne de içerlemişti yurdum basını "Roberto Carlos takımın başında çıksın" diye TFF mevzuat düzenlediği için. Sanki elini sallasan Roberto Carlos'a çarpıyor gezegende. Türk Futbolu'na oyunculuğunun son döneminde olduğu kadar, teknik adamlığının ilk döneminde çok şey katıyor, sağolsun. Dün gece en olmadık zamanda (Milli Maçlar sonrası), en olmadık rakiple (kazanmaya mahkum) oynamak zorunda kalması onun adına en büyük şanssızlıktı. Galatasaray ise -en geyik tarifiyle- bir maçtan çok çok fazlasını kazandı.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
Etiketler :
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor