24 Kasım 2011 | Perşembe

Rüştü penaltıyı değil Adalı'yı kurtardı!

Tayfura Havutçu, Serdal Adalı ve Ahmet Ateş kardeşlerimi en sonunda ziyaret edebildim. Bu nedenle gerekli izni veren Bakırköy Cumhuriyet Başsavcısı Sayın Hadi Salihoğlu'na en içten duygularla teşekkür ediyorum.
Kendisine verdiğim sözü sonuna kadar tutup yaptığım konuşmalarla ilgili bir şey yazmayacağım.
Ancak milyonlarca Beşiktaşlı'ya gönderdikleri selamı iletmek benim boyun borcum. Üç Kartal'ın da morali yerinde.
Tayfur hoca yarın çıksa ertesi gün takımın başına geçebilecek motivasyona sahip. Allah bozmasın.
Bu arada Serdal kardeşimden izin aldığım için Avusturya'da yaşadığımız bir konuyu ancak şimdi sizlerle paylaşabileceğim.
Sanırım sizlerin de ilgisini çekecektir bu hikaye.
Avusturya kampında yemek yerken Serdal Adalı bana aynen şunları söylemişti: "Abi kupa finalinde yaşadığım stresi anlatamam. Penaltı oldu, İbrahim Akın golü attı... O penaltıyı kurtaramadığı için Rüştü'ye inanılmaz kızdım. 'Bir işe yara be kardeşim' diye kendi kendime isyan ettim. Tam patladım yani.."
Dün bunu hatırlattım kendisine. "Rüştü penaltıyı kurtaramayarak senin hayatını kurtarmış haberin yok!" dedim. "Hiç sorma abi" diye başladı ve bakın sonra ne dedi: "Aynı şeyi Rüştü'yle de konuştuk, kazara o penaltıyı kurtarmış olsa, biz bugün kimseye derdimizi anlatamazdık!"
Hayat böyle bir şey. Bazen çok kızdığımız bir olay belki de bizim için en hayırlı olandır.
Bugün final maçında şikeyi andıracak hiçbir şey yokken üç Kartal tutuklu.
Kazara Rüştü o penaltıyı kurtarmış olsa yanmışlardı.

IRKÇI OLAMAYIZ
Irkçılık bir zihniyettir, ağzından bilerek ya da bilmeyerek çıkan bir kelime değil. Dolayısıyla aramızdan bazılarının ağzından öfkeyle yanlış kelimeler dökülse de kalbimizde ırkçılık yoktur, olamaz. Biz yaradılanı severiz Yaradan'dan ötürü. O nedenle 30 yıllık dostum Burhan Akdağ'ın ırkçı söylemini tüm kalbimle eleştirirken asla ırkçı olmadığının da altını ısrarla çiziyorum.

TEHLİKELİ OYUN
Maç esnasında bin türlü şaklabanlık yaptı.
Ondan sonra bir ırkçılık masalının yayılmasını da bir şekilde sağladı. Kah arkadaşlarına soru sorarak yaptı bunu, kah ortalık karışınca sessiz kalarak.
Kendisine yapılan bir hakareti ırkına yapılmış gibi göstererek çok tehlikeli bir oyun oynadı. Aportta bekleyenler de oyuna geldi. Bu Eboue'ye bundan sonra çok dikkat etmek gerek. Özellikle de derbi maçlarda!

A.Ş'LER NEREDEN GELDİ?
TFF'nin resmi sitesine bakıyorum.
Puan cetvelinde Galatasaray, Fenerbahçe ve Trabzonspor'un adlarının sonuna A.Ş. eklenmiş. Büyüklerin hepsi birden şirket yapılarını mı değiştirdi?
Düne kadar Beşiktaş dışındaki büyüklerin futbolcuları şirketlere dahil değildi şimdi dahil mi oldular?
Ben mi bir şey atladım yoksa bu işte bir gariplik mi var çözemedim. Durun bakalım, bekleyelim, görelim.

TERİM DE AMİGO MU?
Melo ceza alacak peki Engin, Eboue ve Kazım ne olacak.
Eboue maçı çığırından çıkardı. Çakmak değil (Atan vicdansız utansın) patriot füzesi yemiş gibi davrandı. Kazım yüzlerce insanı tahrik ederken, Engin Baytar çok daha çirkin bir hareketle tribünleri çıldırttı.
Hadi ben amigoyum ve taraf tutuyorum(!) İyi de Eboue'ye "Niye tribünleri tahrik ediyorsun" diye fırça atan Terim de mi amigo!? Gerçekleri görelim, eyyam yapmayalım.

YIKILMA ÖYLE, YÜRÜ GÜNEŞE!
Tüm Beşiktaşlılar gibi Metris'teki üç Kartal da yeni marşı çok seviyor. Onlar için sözlerini yazıyorum:
Aynalarda gördüğümsün Ağladığım, güldüğümsün Aynalarda gördüğümsün Çözemezler kördüğümsün Seeeeeen...
Bir de bir kuş gökyüzünde Bak ne diyor son sözünde Yıkılma öyle...
Haydi kalk ayağa!
Yürü güneşe...

HEPİMİZ ZENCİYİZ!
İnönü'de Eboue'ye ırkçılık yapıldı mı? Asla! Öyleyse kıyamet neden koptu? Çünkü bir tek Galatasaraylı çıkıp "Beşiktaş taraftarı ırkçılık yapmadı" demedi.
Gündemin değişmesi işlerine geldi galiba. Sayılmayan gol güme gitti bu vesileyle.
O nedenle Eto'o konusunda "Hepimiz zenciyiz" diyecek kadar ırkçılığa karşı olan Beşiktaş tribünlerinin ırkçılıkla suçlanmasına bile seyirci kaldılar.
Ne diyeyim, helal olsun.

ŞANLI MÜCADELEYE SAYGI LÜTFEN
Fikstür sonradan değişmese Trabzon, Şampiyonlar Ligi maçlarını çok daha rahat bir ortamda oynayacaktı.
Şimdi ise Fenerbahçe-Galatasaray derbisinin olduğu gün oynayacak.
Şu anda Türk futbolu için en önemli maç bu.
Türkiye, Şampiyonlar Ligi'nde olacak mı, olmayacak mı, Lille-Trabzon maçında belli olacak.
Böyle tarihi bir maçla aynı güne derbi koymak hangi akla hizmet etmektir? Şampiyonlar Ligi maçını oynayan Fenerbahçe ya da Galatasaray'dan biri olsaydı aynı güne diğer takımın Beşiktaş'la oynayacağı derbiyi koyabilir miydiniz?
Bu büyük bir saçmalık ve TFF derhal bu yanlıştan dönmelidir. Yalnız Trabzon değil Türk futbolu söz konusu.
Birileri artık bunu anlasa iyi olur.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.

GÜNÜN DİĞER YAZARLARI

SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor