07 Ekim 2017 | Cumartesi

LucescuSon!

Rakibiniz sekiz tuğladan iki duvar örüp önüne de iki bekçi köpeği koyduysa yapabileceğiniz şeyler bellidir.
Birincisi eğer çok uyumlu bir ekipseniz, hızlı paslaşmalarla rakibi şaşırtıp dikine paslarla göbekten delebilirsiniz.
Paslaşmalarımız ağır çekimdi bu seçenek işe yaramadı… İkinci yol, şutlarla kaleyi bombardımana tutmaktır ki, bunu dün akşam denemedik bile… Geriye kaldı üçüncüsü... Yani kanatlardan son çizgiye inip savunmanın dengesini bozacak topları geriden gelen oyuncularınızın önüne çıkarmak.
Bunu yapmaya da kanatlarımız uygun değildi.
Bir yanda Emre Mor, diğer yanda Cengiz Ünder olsa, arkalarındaki Caner ve Kaan'ı da düşünürsek "Evet bunu yapabilirdik" diyorum. Ancak Lucescu'nun Emre Mor ve Cengiz Ünder'i yok saydı!

Taktik: Saldım çayıra...
Kadromuz garipti; Arda Turan'ın (100. Maçı olması dışında) neden oynatıldığını anlayan varsa beri gelsin!
Burak ve Cenk birbirlerini bozdular… Emre Mor sonunda girdi ve ortalığı karıştırdı ama yetmedi, atı alan Üsküdar'ı geçmişti.
İzlanda sözde topu bize bıraktı işi kendi bitirdi. Adamlar savunmada langırt gibi 4-4-2 oynadılar, herkes bölgesini kapattı, hücuma ise PS hızına çıktılar!...
Onlar herşeyi planlamışlardı bizim ise tek taktiğimiz, "Saldım çayıra Mevlam kayıra" şeklindeydi.
Luce, tercihleriyle gömleğin ilk düğmesini yanlış iliklemiş oldu ve hayallerimizi Eskişehir'de bıraktık; keşke Helsinki'ye taşıyabilseydik, oradan Moskava daha yakındı!..
Yani, yanisi şu; Gudmundss, Bjarnason, Arnason derken oluverdi...
LucescuSON!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.

GÜNÜN DİĞER YAZARLARI

SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor