Maç öncesinde araştırma yaparken gözüme Valencia'lı oyuncu Savanoc'in verdiği bir demeç çarptı: "Bu maçı kazanmamız için ayağımı kırmam gerekiyorsa kırmaya hazırım."
Fenerbahçe Ülkerli Terrance Kinsey ise "Kaybetmek bizim için opsiyon değil" demiş.
Ben zaten maçın kıran kırana geçeceğini biliyordum ama buna rağmen ilk 5 dakikadan sonra her iki takımın uyguladığı savunma, maçın tahminimden de sert geçeceğini gösterdi.
Topu ısrarla içeriye içeriye indiren ve bunda özellikle Lavrinovic'le başarılı olan Fenerbahçe, Jasikevicius'un da bireysel çabaları ile skorda öne geçti ama kenardan gelen oyuncular katkı vermeyince ev sahibi üstünlüğü ele aldı ve ilk yarı sonunda soyunma odasına önde gitti.
Maç boyunca yaptığı sabırlı defansı sürdüren sarı-lacivertliler 3'üncü çeyrek boyunca öne geçmek için hamleler yaptı ve bulduğu 3 sayılık basketlerle farkı kapattı ama gene de İspanyollar toparlandı.
Çöpe giden emekler
"Ya tamam ya devam" periyoduna 7 sayı geride giren sarı-lacivertlilerde bütün uzunların faul problemine girmesini iyi değerlendiren Valencia, bu periyoda da iyi başladı.
Tam bir hayal kırıklığı yaşatan ekibimiz kontrolü rakibine teslim etti ve maçı kaybetti.
THY Euroleague'e veda eden sarı-lacivertlilerin işini buralara bırakmaması gerektiği düşüncesindeyim.
Daha önce kaybedilen Zalgiris maçı belki de harcanan tüm emeklerin çöpe atılmasına sebep oldu. Maç için söylenecek çok şey yok maalesef.
Fenerbahçe Ülker istediğini sahay yansıtamadı ve saha avnatajını iyi kullanıp konsantre olan Valencia, son 8 takım arasına kalmayı başardı.
Böylece ülkemizi Avrupa'da tek temsil eden takımımız Eurochallenge'da çeyrek
finale kalan Pınar Karşıyaka oldu.
