İngiliz gazeteci Ben Bloom'un, 10 bin metrede Yasemin Can'ın altın madalya kazanmasının ardından sporcunun Kenya kökenine gönderme yaparak başarıyı gölgelemeye çalışması, 2012 Londra Olimpiyat Oyunları'nda Somali asıllı Muhammed Farah'ın erkekler 5 bin ve 10 bin metrede, Jamaika asıllı Jessica Ennis Hill'in ise heptatlonda aldığı altın madalyayı akıllara getirdi.
İngiltere'nin 100 ve 200 metrede yarışan Anguilla doğumlu 19 yaşındaki Zharnel Hughes, 100 metre engellide yarışan 20 yaşındaki ABD asıllı Cindy Ofili, 400 metre engellide yarışan 22 yaşındaki Shante Little, yüksek atlamada yarışan İsveç doğumlu 24 yaşındaki Victoria Dronsfield ve 400 metrede yarışan 22 yaşındaki Montene Speight'ı "devşirme"sinin üzerinden henüz bir yıl geçmeden altın madalya kazanan bir Türk atletin kökeninin gündeme getirilmesine haberi okuyanlar anlam veremedi.
Büyük Britanya sadece atletizmde değil, futbol başta olmak üzere birçok spor branşında kökeni İngiltere'nin eski sömürge ülkelerine dayanan yüzlerce sporcuyla başarı arıyor. Son olarak Fransa'nın ev sahipliğinde yapılan 2016 Avrupa Futbol Şampiyonası'nda da İngiltere Milli Takımı'nda çok sayıda siyahi futbolcu yer aldı.
İngiliz futbolseverler, Jamaika kökenli Sterling ve Sturridge başta olmak üzere Ryan Bertrand, Nathaniel Clyne, Danny Rose, Chris Smalling, Kyle Walker ve Dele Alli gibi çok sayıda yabancı kökenli futbolcuyu ya Fransa'ya giderek yerinde izledi ya da ülkelerine kupayla dönmeleri için umutla bekledi.
İNGİLTERE İHRACIN EŞİĞİNDEN DÖNDÜ
Fransa'ya giden İngiliz futbolseverler sadece takımlarına destek vermekle kalmadı, Marsilya, Lens ve Lille kentlerinde çıkardıkları olaylarla da organizasyonu gölgede bırakacak davranışlarda bulundu.
11 Haziran Cumartesi günü oynanan İngiltere-Rusya maçının öncesinde ve sonrasında yaşanan şiddet olaylarında 4'ü ağır 35 taraftar yaralandı. Marsilya kentinde 3 gün süren olaylara biber gazıyla müdahale eden Fransız polisi, 20 taraftarı gözaltına aldı.
Statta yaşananlarla ilgili inceleme başlatan UEFA, bir açıklama yaparak şiddet olaylarının devam etmesi halinde iki ülkenin şampiyonadan ihraç edilebileceği uyarısında bulundu.
IAAF'IN İNGİLİZ BAŞKANI COE GÜNDEMDEN DÜŞMÜYOR
İngiltere'nin adı Uluslararası Atletizm Federasyonundaki (IAAF) yolsuzluk ve skandallar nedeniyle de sık sık gündeme geliyor.
Erkekler bin 500 metrede eski olimpiyat şampiyonu ve Muhafazakar Partili eski milletvekili Sebastian Coe'nun IAAF'da asbaşkanlık yaptığı dönemde yolsuzlukları bildiği halde göz yumduğu iddia edilirken, son olarak da adı doping skandalına karışan Papa Massata Diack'ın yardımlarıyla IAAF başkanlık seçimini kazandığı basına yansımıştı.
Seçimlerde, hakkındaki suçlamalar nedeniyle kırmızı bültenle aranan Diack'tan yardım aldığı ileri sürülen Coe'nun telefon mesajlarına ulaşan İngiliz basını, 59 yaşındaki spor adamının Afrikalı delegelerin oyları için kendisinden bir önceki IAAF Başkanı Lamine Diack'ın oğlu Papa Massata Diack'tan yardım aldığını ortaya çıkarmıştı.
Çin'in başkenti Pekin'de geçen yıl ağustos ayında yapılan 50. IAAF Kongresi'nde, sırıkla atlamada Ukraynalı eski dünya rekortmeni Sergey Bubka ile yarışan Lord Coe, 207 üye federasyonun 115'inin oylarını alarak IAAF Başkanlığı'na seçilmişti. Coe, 2007 yılından bu yana IAAF'ta başkan yardımcılığı görevini yürütüyordu.
