Ülkemizi UEFA Avrupa Ligi'nde temsil eden 4 takımdan 3'ü dün akşam oynadıkları maçlarla Avrupa maceralarına veda etti.
Kazanılacak (Ve daha sonra çar-çur edilecek) milyonlarca euro'dan, prestijden, ülke puanından da olduk.
Halbuki sezona başlarken ne kadar umutluyduk! Ama Perşembe'nin gelişinin Çarşamba'dan belli olduğu da gözümüze gözümüze sokuluyordu.
Evet, bizi, ülkemizi, Avrupa'da temsil eden Fenerbahçe, Galatasaray ve Trabzonspor'dan bahsediyoruz. Bu üç takım, yazının öznesi ama gizli özne Türk futbolu elbette.
Yaptıkları transferler, harcadıkları milyonlarca euro'yla göz boyayan bu 'büyük' kulüplerimiz, daha Eylül ayını görmeden Avrupa'ya veda etti.
Aslında Liverpool gibi önemli bir takıma elenen Trabzonspor'u konunun dışında tutabiliriz ama sorun sadece Galatasaray'la Fenerbahçe'nin değil ki. Sorun futbolun, bu kulüplerin başındakilerle.
Dedik ya, Young Boys'la OFK Belgrad bize Perşembe'nin acı acı gelişini göstermişti ama biz ısrarla anlamadık, anlamak istemedik.
Şimdi ise canımızı yakanlar Karpaty'yle PAOK oldu. Yani bu iki güzide kulübümüzün bilmem kaçta biri bütçeye sahip iki sıradan mı sıradan takım.
Geçmiş faciaları/skandalları hatırlatmaya dahi gerek yok...
Dün geceden sonra vakit kaybetmeden birilerinin kellesini uçurma operasyonları başlamıştır kesinlikle. Tecrübeyle sabit...
Ama şimdi düşünme zamanı... Şimdi iğneyi kendinize batırma zamanı sevgili büyükler. Şimdi şapkayı önünüze koyma zamanı. Yaptığınız ve yapmadığınız transferlerle, tüm icraatlerinizle bunları daha önce yapmalıydınız ama artık zamanı geldi. Cidden geldi...
Bırakın suçu başkasına yüklemeyi, internet siteleriniz aracılığınızla sidik yarıştırmayı... Arkanızdan milyonlarca insan beddua etmeden gidin. Türk futbolunun bekaası için gidin. Unutmayın, yanlız değilsiniz/olmayacaksınız. Çünkü siz giderken arkanızdan başkalarının da gelmesi için dua ediyor olacak futbol severler.
NOT: Tebrikler Beşiktaş, başarılar Bursaspor
Aycan ÇEKİ / Fotomac.com.tr