Schuster, dün gece sahaya sürdüğü onbir ve 8 yabancı ile takımına hücum oynatmak istedi. Ancak ilk yarıda gol ve birkaç pozisyon dışında istediğini aldığını sanmıyorum. Q7 ve Guti'nin bireysel zorlamaları ile pozisyona girilse de tek gol yeterli değildi. Bu arada rakip için bir şey söylemek zor. Kendi liglerinde her ne kadar işi önde götürseler de Beşiktaş'a rakip olamayacak kadar zayıf. İlk devre boyunca ceza sahasına bile gelemediler. Belki Schuster rakibin durumunu iyi analiz ettiğinden ofansif bir kadro seçip, turu ilk maçta hatta ilk devrede bitirmek istedi. Burada şunu belirtmekte fayda var. Beşiktaş hücuma yöneldiğinde savunmanın iki belkemiği Zapo ve Ferrari kanatlara açılıp, ortadan Guti, Tabata ve Fabian'ın top almasını bekliyorlar. Ancak bu ciddi rakipler karşısında denenebilecek bir şey değil. Üst düzey takımlar karşısında bu düşünce Beşiktaş'ın başına iş açar. Çünkü ikisi de ağır.
Quaresma farkı...
İkinci yarı Q7'nin hafızalardan silinmeyecek muhteşem golü, turun kapısını araladı. Guti'nin paslarını da es geçmemek lazım. Ben bile basın tribününde hazır bekliyorum. "N'olur ne olmaz, top bana bile gelebilir" diye. Açıkçası Beşiktaş yıllardır orta sahada aradığı adamı buldu. Unutmadan Hilbert için de iki kelam etmek lazım. Dün gece golünü attı. Ama bu kimseyi yanıltmasın. 3-5 hafta geçmeden Hilbert hakkında yorum yapmak yanlış olur. Bucaspor maçında nefis oynayan Necip'in onbirde başlamaması, bence bir kayıptı. Formunun zirvesindeki gencecik bir adamın yerine, geldiğinden beri bir türlü patlayamayan Tabata'nın olması beni olduğu kadar maçı izleyenleri de üzdü. Sonuç itibarıyla rakip oldukça zayıf. Bu Beşiktaş rakibini deplasmanda İnönü'deki maçtan daha rahat yener ve turu geçer. Kısacası bu iş bitmiştir. Sıra gruplarda...
