Fenerbahçe, 2008 yazında onu transfer ettiğinde, omuzunda "La Liga'nın son gol kralı" apoletini taşıyordu. Geleceğe umutla bakıyordu. Kolay değil, İspanya gibi dünyanın en zorlu liglerinden birinde 37 maçta 27 gol atmıştı. Bu transfer Avrupa'da da büyük yankı uyandırmıştı. Fenerbahçe, İspanyol yıldız için 17.5 milyon euro'luk astronomik bir bonservis bedeli vermiş, kendisine de yıllığı 3 milyon euro'dan 4 yıl için 12 milyon euro ödeme taahhüdünde bulunmuştu.
Ancak peri masalı gibi başlayan Güiza'nın Türkiye macerası iki yıl sonra kabusa döndü. Güiza, Fenerbahçe'nin tek forvetli sistemine bir türlü ayak uyduramadı. Sonuçta tüm kredisini tüketti ve üçüncü yılında "istenmeyen adam" ilan edildi. Aykut Kocaman onu kadroda düşünmüyor. Son olarak başkan Aziz Yıldırım da desteğini çekti. Üç yıl önce İspanya'nın yükselen yıldızı olan Güiza, ülkesinde de piyasasını kaybetti. Onun için 5 milyon euro veren bir kulüp bile çıkmadı.
Bu yüzden de F.Bahçe'nin elinde kaldı. "Atsan atılmıyor, satsan satılmıyor" deyimi Güiza için söylenmiş gibi. Devrik kralın dramı bunlarla da sınırlı kalmadı. Bir zamanlar nice gol sevinci yaşadığı İspanya Milli Takımı'nın kapıları da yüzüne kapandı. Daha bitmedi... Canından çok sevdiği çocuğunun annesi Nuria Bermudez tarafından da terk edildi Güiza. Kısacası onun Türkiye serüveni Yeşilçam filmlerini aratmadı. Bir yanda aşk, para, şöhret diğer yanda acı, elem ve keder...
Teknik direktör gözüyle
Güvenç Kurtar : Ben olsam oynatırım
Bizde futbolcuya çok ağır ve abartılı tepkiler oluyor. Güiza büyük bir psikolojik baskı altında. Çünkü gazetelerde, televizyonlarda sürekli eleştiriliyor. Fakat şöyle bir gerçek var. Eğer oyun sisteminiz yanlışsa Güiza başarılı olamaz. Çift forvet, tek forvet tercihi Güiza gibi futbolcular için çok önemli. Ben olsam stopere, sola ve ön liberoya bir adam alırdım, Güiza'yı oynatırdım. Onun değerini kaybetmesine izin vermezdim.
