A Milli Takımımız dün gece 2016 Avrupa Şampiyonası Finalleri'ne katılmaya hak kazandı. Geriye dönüp baktığımızda ise Milli Takımımız'ın adeta bir mucizeye imza attığı açıkça görülüyor. Çünkü ay-yıldızlı ekibimiz için grup maçları hiç de iyi başlamamıştı. İlk üç karşılaşma sonunda sadece 1 puanımız vardı. İzlanda'ya deplasmanda 3-0, İstanbul'da da Çek Cumhuriyeti'ne 2-1 yenilmiş, deplasmanda Letonya'dan 1 puan alabilmiştik. Milliler, ilk 3 maç sonunda grup sonuncusuyken bazı kesimlerde büyük bir karamsarlık hakim olmuş, Fransa hayallerinin suya düştüğü görüşü sıkça dile getirilir olmuştu. Ancak Fatih Terim ve öğrencileri "Böyle gitmez" diyor, herkese umut aşılıyordu.
İZLANDA'YA TEK KURŞUN
Nitekim İstanbul'da Kazakistan galibiyetiyle birlikte "muhteşem geri dönüşün" ilk adımı atıldı. Ardından deplasmanda Hollanda'yı elimizden kaçırıp 1 puana razı olduk. Daha sonra deplasmanda Kazakistan'ı yenip moralimizi yükselttik. Fakat Konya'da yine bir iş kazası oldu ve Letonya ile 1-1 berabere kaldık. Artık kalan maçlarımızın hepsi final niteliği taşıyordu. Bu kez rakibimiz Hollanda'ydı. Kibirli Portakallar'ı Konya'da 3-0'la hezimete uğratıp şansımızı artırdık. Sıradaki kurban Çek Cumhuriyeti'ydi. Onları da kendi evlerinde 2-0'la devirdik. Artık önümüzde son bir engel vardı; İzlanda. İzlanda'yı dün gece tek kurşunla yıktık ve "en iyi üçüncü" olarak Paris biletini cebimize koyduk.