SEVAP NEDİR?
🔸 Dönmek, eski hâline dönüş yapmak manasındaki sevb (sevebân) kökünden oluşan sevâb, terim anlamı olarak dünyada yapılan iyi işlerin ve Allah'a (CC) kulluğun ahiretteki karşılığı olarak ifade edilir.
🔸 Kur'an-ı Kerim'de sevap ve mesûbet kelimeleriyle aynı kökten türeyen fiiller, 18 ayette "kişinin işlediği iyi veya kötü fiillerin ahiretteki mükâfat veya cezası, bir kısmında ise "dünyadaki mükâfat veya cezası" anlamında kullanılır.
- Ayetlerde bahsedilen dünyadaki mükâfat zafer, huzur, zenginlik ve bollukken ahiretteki mükâfat cennet, ceza ise cehennemdir.
SEVAP KAVRAMINA GİREN AMELLER
🔸 Kur'an-ı Kerim'de ve hadis-i şeriflerde Allah'ın (CC) rızasına uygun kul olma, O'nun haram kıldıklarından sakınma, hacca gitme, Kur'an okuma, karşılıksız yardım etme, sıla-i rahimde bulunma, iyiliksever olma ve gerektiğinde yüksek değerler için şehitliği göze alma gibi davranışların ebedi mutluluk ve kurtuluşu sağlayacağı aktarılır.
🔸 Sevap, insanın iyi ve güzel davranışlarına bağlı bir sonuç hükmündedir. Ama kazanılmış bir hak değildir. Çünkü insanın yaptığı iyi işler, Allah'ın (CC) sonsuz nimetlerine karşı tam olarak karşılanamayan teşekkür mahiyeti taşır.
🔸 Yapılan işlerin sevabı ile kulların niyeti arasında sıkı bir ilişki vardır. Peygamber Efendimiz (SAV) bir hadis-i şerifinde şöyle buyurmuştur:
"Kul, iyi bir ameli işlemeye niyetlenir de yapmazsa bu, amel defterine bir sevap olarak yazılır, niyet edip işlediği takdirde ondan yedi yüze kadar ya da daha fazla sevap olarak kaydedilir. Kişi bir kötülük işlemeye niyet eder de Allah (CC) korkusundan onu yapmazsa bir sevap olarak defterine kaydedilir, yaptığı takdirde ise bir günah olarak yazılır."
🔸 Dinen uygun olan işlerin yapılmasıyla elde edilecek mükâfatın ilk belirtisi dünya hayatında duyulacak huzurdur. Ama naslarda anlatılan asıl mükâfatın âhirette gerçekleşeceği belirtilmiştir.
🔸 Dünya hayatından sonra sevabın ortaya çıkması berzah âleminde ve cennette tahakkuk edecektir. Kabir hayatındaki mükâfat geçici, cennetteki ise ebedi ve kesintisizdir.
GÜNAH NEDİR?
🔸 Farsça bir sözcük olan günah, "suç" manasına gelir.
🔸 Bütün dinlerde emir ve yasaklar bulunur. Günah, Allah'ın (CC) emirlerinin yerine getirilmeyip yasaklarının çiğnenmesiyle meydana gelen, dini, ahlaki ve vicdani açıdan sorumluluk oluşturan bir kavramdır.
🔸 Allah (CC) kullarının iyiliğini ister. Bundan dolayı müminlerin yararına olacak davranışları emreder. İnsan ve toplum için zararlı olacak davranışları da yasaklar.
🔸 İnsanların kuralları çiğnemesi suç kavramıyla nitelendirilirken dini alandaki hata ve aşırılıklar günah olarak adlandırılır.
🔸 Günahın sonuçlarından uzaklaşmanın yolu tövbedir. Bilhassa Allah'a (CC) karşı işlenen günahlardan yapılan içten bir tövbe, günahın sonuçlarını siler. Ama insanlara karşı işlenen suçlardan dolayı ortaya çıkan günahların sonucunun ortadan kalkması için tövbe tek başına yeterli değildir. Hak sahibinin de hakkını helal etmesi de gerekir. Bu duruma "kul hakkı" denir.
🔸 Yüce Kitabımız Kur'an-ı Kerim'de büyük günahları işlemekten kaçınan kimsenin küçük günahlarının da silineceği şu ayette belirtilmiştir: "Eğer size yasaklanan (günah)ların büyüklerinden kaçınırsanız, sizin küçük günahlarınızı örteriz ve sizi güzel bir yere koyarız."
🔸 Yüce dinimiz İslam'da, insanın bir başka kişilerin yaptıklarından ve güçlerinin yetmediğinden sorumlu olmadığı belirtilir. ↪Kulun yaptıklarından sorumlu olabilmesi için ergenlik çağına erişmiş ve akıl sağlığının yerinde olması gerekir.
🔸 İnsanlar özgür iradesiyle, bile isteye yaptığı işlerden sorumludur. Bununla birlikte Yüce Allah (CC), unutarak, bilmeyerek işlenen günahlardan kullarını sorumlu tutmaz.
BÜYÜK VE KÜÇÜK GÜNAHLAR NEDİR?
🔸 "Büyük günah" anlamında kullanılan kebire, dinen yasaklandığı konusunda kesin delil bulunan ve hakkında dünyevi ya da uhrevi ceza bulunan davranışlara denir. Bunların dışındaki kötü davranışlara da küçük günah (sagire) denir.
🔸 Allah'a (CC) şirk koşmak, cana kıymak, ana babaya itaatsizlik, kul hakkına girmek, faizli işlem yapmak, iftira atmak, büyü yapmak, yalancı şahitlik, zina ve içki içmek büyük günahlardan sayılır.
🔸 Müminlerin Allah'a (CC) tövbe etmesi her zaman mümkündür. Cenab-ı Hakk (CC) kullarının samimi tövbelerini kabul ederek onların günahlarını affeder.
🔸 Peygamber Efendimiz (SAV) "Bütün insanlar hatalıdır; hatalı insanların Allah (CC) katında en makbul olanları tövbe edenlerdir" sözleriyle Müslümanları tövbe etmeye teşvik etmiştir.
🔸 Günah bir eylem, düşünce boyutundan pratiğe geçmemişse cezası bulunmaz. Peygamber Efendimiz (SAV) bir hadis-i şerifinde şöyle buyurur: "Allah Teâlâ ümmetimden nefislerinde yapmayı arzuladıkları şeyleri yapmadıkları ve konuşmadıkları müddetçe affetti." (Buhârî, VII, 59)
🔸 Müminlerin Allah'a (CC) tövbe etmesi her zaman mümkündür. Cenab-ı Hakk (CC) kullarının samimi tövbelerini kabul ederek onların günahlarını affeder.
🔸 Peygamber Efendimiz (SAV) "Bütün insanlar hatalıdır; hatalı insanların Allah (CC) katında en makbul olanları tövbe edenlerdir" sözleriyle Müslümanları tövbe etmeye teşvik etmiştir.
🔸 Günah bir eylem, düşünce boyutundan pratiğe geçmemişse cezası bulunmaz.
Peygamber Efendimiz (SAV) bir hadis-i şerifinde şöyle buyurur: "Allah Teâlâ ümmetimden nefislerinde yapmayı arzuladıkları şeyleri yapmadıkları ve konuşmadıkları müddetçe affetti." (Buhârî, VII, 59)
🔸 Eğer onlar iman edip Allah'a karşı gelmekten sakınsalardı, Allah'ın onlara vereceği sevap elbette daha hayırlı olacaktı. Keşke bunu bilselerdi!
🔸 Sayılı günlerde Allah'ı tekbirlerle zikredin. İki gün içinde Minâ'da görevini çabucak tamamlayıp dönmek isteyene bir günah olmadığı gibi, orada daha fazla kalana da bir günah yoktur. Bu durum, günahlardan sakınanlar içindir. Siz de Allah'a karşı gelmekten sakının ve şunu bilin ki, hepiniz O'nun huzurunda toplanacaksınız.
🔸 Allah, kimseyi gücünün yetmeyeceği şeyle sorumlu tutmaz. Herkesin yaptığı iyilik kendi yararına, işlediği günahlar da kendi zararınadır. O mü'minler, niyazlarına şöyle devam ettiler: "Rabbimiz! Unutur veya hata edersek bizi cezalandırma! Rabbimiz! Bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır bir yük yükleme! Rabbimiz! Kaldıramayacağımız şeyleri de bize yükleme! Günahlarımızı affet, bizi bağışla, bize merhamet et! Sen bizim sahibimiz ve yardımcımızsın. Kâfirler gürûhuna karşı bize yardım eyle!" (Bakara suresi, 286. ayet)
🔸 Dünya mükâfatını isteyenler bilsinler ki Allah nezdinde hem dünya hem âhiret mükâfatı vardır. Allah her şeyi işitmekte, her şeyi görmektedir.
🔸 Ey iman edenler! Allah'a karşı gelmekten sakının ve Peygamberi Hz. Muhammed'e iman edin ki size rahmetinden iki kat versin, size aydınlığında yürüyebileceğiniz bir nûr nasip etsin ve sizi bağışlasın. Çünkü Allah, bütün günahları bağışlayan, sonsuz merhamet sahibidir. (Hadid, 28.ayet)
Kaynak: Fikriyat.com (Daha fazlası için tıklayın)