Susmayın beyler

İkinci yarının başlamasına iki gün kala yine, yeniden Fatih Tekke transferini konuşuyor bordo-mavi renkler. Konuşuyor ama ne konuşma... Ağzını açan birlik ve beraberlikten, şahısların geçici, Trabzonspor'un ölümsüz olduğundan bahsederken, iş kamuoyu önünde konuşmaya gelince "onlar ve biz" kategorileri karşımıza çıkıyor. Zannedersiniz birisi Alaska'da, diğeri Avustralya'da. Fatih Tekke'nin konuşmalarında da başkanın söylemlerinde de hep "kulübün zarar görmemesi adına" yutkunmalar mevcut. Birisi dün "ağabey" dediği sportif direktörle bugün 'Trabzonsporluluk' yarışına girip, imzaya hazır olduğunu söylüyor. Diğeri kendisinin de fedakârlık yaptığını, bunlara gerek olmadığını ve transfer konusunda Zenit ile yapılan anlaşmadan Fatih'in bihaber olduğunu belirtiyor. O zaman arada bir iletişimsizlik, bir sıkıntı var. Yaşanılan bu süreçte başkan Şener'den ziyade Fatih transferinde yetkili olarak lanse edilen sportif direktör Ünal Karaman'ın bir şeyler söylemesini beklerdim.

Etekteki taşları dökün
Fatih'in basın toplantısı sonrası Karaman ile görüştüm. Kendisinin de konuşmak istediğini belirtti. Konuş Karaman. Konuş ki hiçbir şey gizi kalmasın. Trabzonspor'da eski ya da yeni görev yapan yönetici, teknik adam ve futbolcularda "bir konuşursam" kavramı aldı başını gidiyor. Konuşun kardeşim. İçinizde hiçbir şey kalmasın. Bu kulüp, 25 yıldır "Konuşurum ama kulüp zarar görür" ile buralara gelmedi mi? Şener, Hacısalihoğlu, Alioğlu, Hacıosmanoğlu, Karaman ve Tekke. Hepiniz kendinizin geçici, camianın kalıcı olduğundan bahsedersiniz. Allah rızası için ne varsa dökün içinizdekileri. Taraftarda rahatlasın, sizler de rahatlayın. Taraftarın sevgisini bölmeyin. Unutmayın ki Trabzonspor, ne yöneticinin ne de futbolcunun rant kapısı değildir.