Güneş ve Bulut

Umut Bulut, son günlerde adından en fazla söz ettiren bordo-mavili futbolcu. 659627 lisans no ile 9 Haziran 2006'dan bu yana Trabzonspor'da. Şu anda takımın 2. kaptanı. İlk yarının sonlarına gelindiğinde takımda forma giyip giymemesi tartışılan Umut, yerel ve ulusal medyada spor manşetlerini süslüyor. 2010 yılında Avrupa'da en çok gol atan isim. Süper Lig gol krallığında zirvedeki ilk on arasındaki tek yerli. Umut'un yaşadıklarını görünce sanatçıları düşündüm. Hasta olabilirsiniz veya çocuğunuz kırık not almış olabilir. Ya da ailevi bir sorununuz var, kimse ile paylaşamayacağınız bir derdiniz. Ama sahneye çıkıp sevenlerinize mutlu görünmek zorundasınız. Aklınız bir yerlerde kalsa da gülmek, dans etmek en önemlisi karşınızdakilerin beklentilerine cevap vermek göreviniz. İşte futbol da sanatın farklı bir penceresi. Devre arasında eşi ile yaşadığı sorunlar gündemi meşgul etmişti. Sonuçta hepimizin başına gelebilirdi. Futbolculara bir insan olarak da bakabilmek ne kadar önemli? Onları anlayabilmek, iyi ve kötü zamanlarında yanlarında olabilmek. Eleştirirken de överken de insanlık sınırı içerisinde kalabilmek.
Sıra gökkuşağında
Gol vuruşları konusunda eksikliği olduğunu kendisi de kabul ediyor. Mükemmelliğin bir sınırı yok. Trabzonspor takımında hele Fatih Tekke'nin ardından o bölgenin oyuncusu olmak daha da zor olsa gerek. Deniyor ki, Gökhan Ünal gitti Umut rahatladı. Kanımca Umut'u rahatlatan asıl nokta, Şenol Güneş'in iç dünyasına yaptığı etki. Güneş'in sıcaklığının Umut üzerindeki etkileri. Futbolun psikolojik yanının ne kadar önemli olduğunu Umut örneğinde görebiliyoruz. Diyeceksiniz ki güneş ve bulut aynı anda olur mu? Hani günlük güneşlikken yağmur yağar ve adına da "Güneş Yağmuru" derler ya. Biz "Güneş Yağmuru"nu gördük. Sıra geldi, yağmurdan sonra açan güneşle kendini gösteren "Gökkuşağı"nı izlemeye…