Önemli kazanç

Sarp ve Servet'siz oyuna başlayan Galatasaray, belli ki topla daha haşır neşir oyunculardan kurulu bir takım ile mücadele etmenin hesabı içindeydi. Galatasaray için topun kendisinde daha fazla kalması, orta sahadan çıkacak ayağa yumuşak toplar, gerektiğinde de orta sahayı besleyerek rakibi bozmak esas amaçtı. Ama ileri uca sarkan Galatasaraylı oyuncular topla buluşmakta zorlanınca gol pozisyonu üretimi sağlanamadı. Keita ve Caner sık sık kanat becayişi yaptılar ama bu da bir işe yaramadı. Beşiktaş sağ kanadını kullanmakta oldukça zorlanınca oyunun hücum fazını, Üzülmez- Ekrem kanadına yığdı ve böylece buradan ciddi pozisyonlar yakaladı. Geldiğinden beri en başarılı ve dikkatli oyununu oynayan Leo Franco en azından ilk yarıda fundemantal hatalar yapmadı. Holosko'nun kafa vuruşunun çizgiyi geçip geçmediği konusunda yardımcı hakeme güvenmek zorundayız.

Penaltıyı vermedi
İkinci yarıya daha atak başlayan Galatasaray, özellikle gol ayaklarını ilk yarıya nazaran daha iyi ve doğru yerlerde topla buluşturmaya başladı. 60. dakikadan sonra oyuna müdahale eden iki hocadan daha doğru hareket eden Rijkaard'dı. Jo gibi bir santrforu ilk defa karşılarında gören Beşiktaş'ın savunma ayakları panikledi. Nitekim Jo'nun karıştırdığı ceza sahası içinde Rüştü ve Sivok'un hatasından yararlanan Arda, Galatasaray'ın golünü rahatça attı. Son zamanlarda Galatasaray'ın sık sık yaptığı duran top yaratma hatası ile 82. dakikada, kaleci dahil tüm takım elbirliği ile Beşiktaş'a bir gol ikram etti. Neill gibi bir oyuncuyu transfer edenleri tebrik ederken, Dos Santos faciasının nasıl yapıldığını da anlamakta zorlanıyorum. Bu maçta alınan bir puan Galatasaray için şampiyonluk yolunda önemli bir kazançken, Beşiktaş'ın zirveden uzaklaşmasına yol açtı. İyi bir yönetim gösteren Fırat Aydınus'un tek büyük hatası 62. dakikada altıpasta Mehmet Topal'a atılan bel kündesini penaltı ile cezalandırmamasıydı.