Vah ki vah!..

Frank Rijkaard'ın sinirleri bozulmuş. 'Ne söylediğinin farkında değildir, dil sürçmesidir' diye düşünmek istiyorum.
Üçüncü olmayı, geçen sezona göre başarı sayan bu seviyede bir teknik direktörün, Galatasaray değerleri ve hedeflerinden bihaber olduğunu gösteriyor. 'Sorumlu kim' diye soran Bahri Havadır'a da "Aptalca soru sorma" demek cüretini gösterebiliyor.
Besbelli ülkemizi 3. dünya ülkeleri ile aynı potaya koyuyor. Ciddi bir sosyo-politik eğitimden lisan-ı münasip kullanılarak geçirilmeli.
Nerede ücretli olarak çalıştığı kendisine anlatılmalı..
Yarabbi ne günlere kaldık...

* * *
Sayın başkan Polat'ın mevcut sezonla ilgili değerlendirmelerinde, ciddi tespitler var. Sezonun temiz geçmediği kanısında olduğu gibi bir saptama, elle tutulur delillerle desteklenmezse ciddi sonuçlar doğurur.
Rakip takım kalecilerinin, 'enteresan performansını' dile getirirseniz, 'daha tehlikeli bir boyuta gider iş' diye düşünürken korktuğum oldu.
Eskişehirspor kalecisinden, "Benim yediğim gol şaibeli ise kendi kalecisi Leo Franco'nun Fenerbahçe maçında yediği gol için ne düşünüyor acaba" diye bir cevap geldi.
Diplomaside, 'Reciprocity=Mütekabiliyet' diye nitelendirilen bir kavram vardır. Eğer Galatasaray başkanı ile bir takımın kalecisi medya vasıtası ile cevap hakkı doğduğu için polemiğe girmişlerse, bu da başka bir vah vah...

* * *
Beşiktaş Basketbol Başantrenörü Burak Bıyıktay kardeşimin, 3 kat bütçeli Türk Telekom takımını play-off'ta eledikten sonra bir beyanatı var. "Maddi manevi son derece zorluklarla bu noktaya gelebildik... Takım olmaktan başka çaremiz yoktu.. Takım olarak başardık."
Takım olabilmenin nelere kadir olduğunu hep söylüyoruz. Özellikle müşkül durumlarda, dayanışma ve beraberliğin, engelleri yıkma yolunda pozitif enerjiye dönüşebildiğini ve bu adrenalinden başarının geldiği gerçeğinin çok güzel ifadesi Bıyıktay tarafından yapılmış.
Kendisini ve takımını kutluyorum. Bundan ders çıkartması gerekenler umarım gardlarını indirip, ders alırlar.