01 Eylül 2010 | Çarşamba

Yeni Ribery-yeni Lincoln

Keita 8.5 milyon, Mehmet Topal 5 milyon, Uğur Uçar 1.3 milyon, Emre Güngör 1 milyon euro'ya satıldı. Emre Aşık jübile yaptı, Franco'nun bonservisi verildi, kiralık oynayan Jo ve Dos Santos'un sözleşme opsiyonları kullanılmadı. 8 futbolcuyla yollar ayrıldı. Satış geliri 15 milyon 800 bin euro oldu. Misimovic 6 milyon, Cana 4.5 milyon, Pino 3 milyon, Mehmet Batdal 750 bin euro'ya alındı. Geçen yıl Musa için ödenen 1 milyon euro'yu da eklemek lazım. Serdar Özkan, Ali Turan, Çağlar Birinci için bonservis ödemedi. İnsua'nın kiralama bedeli henüz açıklanmadı. Giden 8 isme karşın 9 futbolcu geldi. Harcanan bonservis bedeli 15 milyon 250 bin euro. Teraziye koyduğunuzda, gelen ile giden futbolcu, kazanılan ile harcanan para arasında denklik var. Yönetim, üst üste iki sezondur yaşanan başarısızlık üzerine ciddi bir kadro revizyonuna gitti. Direkt oynayan kadronun yarısı değiştirildi. Ve bu büyük operasyon maddi kayıp sağlanmadan, ticari bir başarı olarak nitelendirilecek bir şekilde gerçekleştirildi. Ama sorulması gereken asıl soru şu: Böyle önemli bir kadro değişim operasyonunun her şey bittikten sonra mı olması gerekiyordu? Galatasaray'ın hedefi son 20 yıldır hep Avrupa kupaları olmuştur. Şampiyon Kulüpler'de yarı final, Kupa Galipleri'nde çeyrek finalin ardından gelen iki kupa, Şampiyonlar Ligi'nde oynanan çeyrek final bunun açık delilidir. Ali Sami Yen'in kuruluş harcına kattığı"Amacımız Türk olmayan takımları yenmektir" düsturu nedeniyle aksi de düşünülemez zaten.

Başarılı bir hamle yaptı

Mesela Galatasaray camiası, Aziz Yıldırım'ın "Öncelikli hedefimiz Süper Lig şampiyonluğudur" benzeri bir söylemi kabul edemez. Avrupa'dan elenmenin Galatasaray'da daha derin hissedilmesinin sebebi biraz da bu. İkinci kritik soru da şu: "Avrupa kupalarının dışında kaldıktan sonra Misimovic ve İnsua gibi transferlere ihtiyaç var mıydı?" Evet vardı. Çünkü Spor Toto Süper Lig'de değil şampiyonluk, Avrupa vizesi bile aslanın ağzında artık. Ayrıca yeni stadı sezonun ikinci yarısından itibaren doldurmak ve "altın yılların" başlangıcı olacak 2011-12 sezonunun temellerini atmak lazımdı. O temeller atıldı. Yeni Lincoln ve yeni Ribery alındı. Misimovic çıraklığını B. Münih rezerv takımında geçiren, kalfalığını Bochum ve Nürnberg'de tamamlayan, Wolfsburg'da da ustalığa yükselen bir yıldız. Değil yeni Lincoln olmak, yeni Hagi bile olabilir. 2009-10'da 49 resmi maçta oynayıp 14 gol attı, 20 asist yaptı. İnsua ise Boca Juniors A Takımı'nda tek maç bile oynamadan Liverpool altyapısına geçen, soldan müthiş bindirmeler yapabilen çok yetenekli bir bek. Geçen sezon 44 resmi maçın 43'üne 11'de başladı ve 40'ında 90 dakika oynadı. Tam bir istikrar abidesi. Yönetim, "Bari bu transferde sakata gelmeyelim" diye düşündü herhalde! Sonuç olarak Galatasaray kağıt üzerinde başarılı bir hamle yaptı ve "Bu kez oldu galiba" dedirtti...

İŞTE YENİ FORMALARIYLA YENİ ASLANLAR-TIKLA




Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor