İstemek!

Beşiktaş, sakatlıklar ve cezalar nedeniyle sıkıntılı gitmişti Sofya deplasmanına.. Bobo, Nihat, Ferrari ve Quaresma gibi önemli isimler sakat, İbrahim Toraman gibi defansın belkemiği oyuncusu cezalı olan Kara Kartal'da, teknik direktör Schuster ile yıldızı barışmayan Fatih Tekke de yoktu kadroda.
Yeri gelmişken söyleyeyim, Fatih'in yerinde olmayı hiç istemezdim doğrusu. Cezalı Toraman ile sakat Quaresma bile Bulgaristan'a götürülürken Fatih'in İstanbul'da bırakılması, "Bulgar zulmü"nden başka bir şey değil...
Teknik direktör Schuster'in inatçı bir yapısı olduğu bir gerçek. Bunu kendisi de kabul ediyor artık. Son verdiği "Tekke'yi görmek istemiyorum" kararı, siyah-beyazlı futbolcular için de önemli bir "uyarı" niteliğinde.
Beşiktaşlı futbolcular artık biliyor ki, "Ya hocanın dediğini yapar, gözüne girerim; ya da bu formayı rüyamda bile göremem."

Kaptanlık pazubandı yakıştı
Geçelim maça... G.Saray galibiyetiyle moral bulan Kartal, UEFA Avrupa Ligi'nde ikinci tura çıkabilmek için uçtu Sofya'ya..
Bugüne kadar "sistem, revizyon" derken Beşiktaş'ın kimyasının bozulmasına neden olan Alman hoca, CSKA maçında sahaya elindeki en ideal kadroyu sürmek zorunda kaldı.
Bulgar temsilcisi Avrupa arenasında yola devamedebilmek, Beşiktaş ise ikinci turu garantilemek için kazanmak istiyordu. İki takım da ilk yarıda,"Gol atamasam da, yemeyeyim" mantığıyla mücadele edince devre golsüz bitti.
İkinci yarının başlamasıyla birlikte, temsilcimizin de tecrübesi ağır basmaya başladı. Kaptanlık pazubandını kolunda görmekten büyük keyif aldığımız Guti'nin önderliğinde oyunun hakimiyetini eline geçiren Beşiktaş, önce Zapo, ardından Holosko'yla beş dakikada işi bitirdi. Var gücüyle saldıran CSKA Sofya aradığı golü Hakan'ın ikramı sayesinde buldu ama, neyse ki iş işten geçmişti.
Avrupa'da arenasında ülkemizi "başarıyla" temsil etmeyi başaran tek takım olan Kara Kartal, yükselişini sürdürüyor.
Hepsi tek tek alkışı hak ettiler...
Demek ki isteyince oluyormuş!