Kadroyu kim seçiyor?

Amerika'daki hazırlık maçlarında eski takımı şöyle bir göreceği için teknik direktör Hiddink'e, o çağrılan isimlerle ilgili pek eleştiri gelmedi. Malum, maçlar oynandı, seçilmiş oyuncuların son hali görüldü. Sonrasında da gördük ki geçen hafta oynanan Romanya hazırlık maçına yine aynı isimler çağrılmış ve aynı isimler çağrılmamıştı (!) Milli Takım'a oyuncu seçme kriterinin değişmemesi çok garip. Ne enteresan bir durum ki Fatih Terim döneminde olduğu gibi "Kendi takımında oynayamayan, yedek kalan oyuncular yine Hiddink tarafından (!) Milli Takım'a davet aldı." Yine garip ve izah edilemeyen bir sebeple ve de 3 yıl bu oyuncuları Rusya'da izleyen Hiddink gibi bir hoca tarafından , Gökdeniz ve Fatih Tekke Milli Takım'a layık bulunmadı. Tüm bu olup bitenden sonra hemen herkesin tartıştığı durum şu: "Milli Takım'ın başında Hiddink var ama kadroyu o mu seçiyor? Oğuz Çetin ve Ersun Yanal kadroya seçilecek isimlere müdahil mi, Gökdeniz ve Fatih Tekke'nin seçilmemesine, kendi takımında yedek oyuncuların seçilmesine yapılacak izah nedir? Bu Milli Takım başarısız olursa bunun hesabını kimden soracağız?" Kadroyu seçenler, cevabını da verebilirler mi acaba?

MİKROFON
Ispartaspor
Hatırlayın... İkinci Lig'de iken de aynı duruma düşmüş, sahipsiz kalmışlardı... Yine biz yazmıştık. "Sahip çıkın" diye. Küme düştüler. Ne oldu; biz yazdık, biz dinledik yani. Ne belediye, ne şehrin dinamikleri takımlarına sahip çıkmadılar. Şimdi lige 20 gün var. Verilen sözler tutulmadı, takım tümden dağıldı. Güller diyarından hoş kokular gelsin istiyoruz. Öyle değil mi Baba!


ŞEREF TRİBÜNÜ
Rıza Çalımbay
Futbolculuğunda lakabı olan "Atom Karınca"nın hep hakkını veren bir isimdi o. Sahada basmadık yer bırakmaz, gayretli ve kaybetmeye de tahammülsüz. Hocalığına bakıyoruz yine öyle. Aynı hırs, aynı azim ve aynı tempoyu bu sefer oyuncularından istiyor. Adalet terazisinde kimseye iltiması yok. Çalışmayanın adı Youla da olsa, Ümit Karan da olsa müsamahası yok. Beşiktaş'tan ayrıldı, tavırlarıyla büyüdü. Şimdi adım adım çıkıyor yukarılara. Eskişehirspor onunla en güçlü transferini, ruhunu kattı bünyeye. Kırmızı-siyah yazsınlar adını; Es Es geliyor, Rıza geliyor!

AHMET ÇAKAR & ERMAN TOROĞLU
Daha ilk programda sinyallerini verdiler; "Bir ipte iki cambaz oynamaz!" diye. Geçen yıl Lig TV'de dilinin freni olmadığı için kadro dışı kalan Erman hoca, bu yıl Kanaltürk Telegol ekibine transfer oldu. Ekipte şimdi iki hakem yorumcusu oldular. Bütün gözler üzerinde. Ben hakem kararlarından ziyade normal tenkitlerde bile birbiriyle nasıl anlaşacaklarını merak ediyorum doğrusu. Her programda düello çıkacak

FARK"ETTİM"
Emre Kılıç (Boluspor)
Her iki ayağını da kullanıyor... Hızlı ve müthiş teknik. Daha şimdiden Boluspor'un ölü topları, serbest vuruşları ona emanet. 10 numara pozisyonunda 10 numara bir yetenek aynı zamanda. 1994 Sakarya doğumlu. Babası DSİ işçi emeklisi. Futbola önce Fenerbahçe, sonra Beşiktaş futbol okullarından girmeyi denemiş ama "Yatacak yeriniz yok!" denilerek İstanbul'dan geri gönderilmiş. Ne garip bir tecelli ki şimdi hem Beşiktaş hem Fenerbahçe onu almak için bol sıfırlı paraları önüne serme yarışındalar. O şimdilik Boluspor'da. Demedi demeyin: "Boluspor, Türk Alex'i buldu, sahaya sürüyor." Çok parası olan öne çıksın!

MERCEK
Beypazarı Şekerspor
Geçen yıl varlıklar içinde yokluklar takımı idiler. Tüm zorluklara rağmen o takım, Yükselme Grubu'nda oynadı. Biraz daha ilgi, az daha maddi destek olsaydı belki şimdi çok farklı bir başarısını buraya yazacaktık. Şimdi duydum ki Ankara'nın güzel ilçesi, turizm cenneti Beypazarı takımı devralmış. Çok sevindim. Şunu bilelim ve unutmayalım ki; Türk futbolunda önünde ve arkasında ne yazarsa yazsın Şekerspor bir markadır. Hep yetiştiren ve futbolumuza sunan olarak. Yolları açık olsun.

ALKIŞLI"YORUM"
Ceyhun (Sivasspor)
Hiç benzetmek istemedim ama bizim mahallede her ikisi de yeteneklerine ihanet eden isimler olarak anılıyor. Sergen Yalçın ve Ceyhun Eriş'ten bahsediyorum. Sergen erken veda etti. Ceyhun'un sezonun ilk haftasında, G.Saray maçında o müthiş oyununu, son ana kadar mücadelesini görünce, "Ah ulan ah, böyle mi olacaktı!" dedim sesli sesli. Kızgınlığımın sebebi hak ettiği yerlere kendi hatalarından dolayı gelememiş olmasıydı tabii ki. Maalesef ne kulüpler, ne de Milli Takım'da fazla istikrarlı bir oyuncu olamadı. Sivasspor forması ile alkışı fazlasıyla hak etti. Devamlılığı ile birlikte devamını da bekliyoruz.

TEBRİK
Çukurova spor camiasının sevilen simalarından Faruk Çelik dostumuz, Rabiya Çelik hanımefendi ile geçtiğimiz hafta dünya evine girdiler. Düğünlerine çok istememe rağmen gidemedim. Onlara upuzun bir aile hayatı ile birlikte bolca mutluluk diliyorum.

SORU"YORUM"
CİMBOM SIKINTIYA PARMAK BASTI (!)
Ligin ilk haftasında Sivas deplasmanından eli boş dönen Galatasaray belli ki olup biteni dışarı sızdırmak istemiyor. Çözümü, soruna parmak basarak bulmuşlar. Vallahi kim buldu bilmiyoruz ama dahiyane bir yöntemle artık Cimbom ile ilgili haberlere maden misali zor şartlarda ulaşacağız. Hatırlayın Adnan Polat bir ara dışarı sızan haberlerden, medyaya çıkan haberlerden oldukça rahatsız olmuş, gereğini yapacağını da söylemişti. Haklı çıktı. Şimdi Florya Tesisleri'ne öyle elini kolunu sallayan giremeyecek. Daha doğrusu parmak izi olmayan içeriye alınmayacak. Şimdi soruyoruz buradan; bu aldığınız parmak izli tedbirler çalışan personel için mi, biz gazeteciler için mi? Şu bizim takımlar enteresan, dünyaya kapanarak dünya kulübü olacağız demiyorlar mı!

* * *
Bir kuruluşun sahip olduğu yeri doldurulamaz tek sermaye insanların bilgi ve yeteneğidir. Andrew Carnegie