Oyuncu zevk almıyor

Dortmund bir maçta 140 kilometre koşmuş, bu inanılmaz rakamı da Aykut hoca benimle saygı duyarak paylaşmıştı.
Ama orada bir fark vardı.
5 oyuncu arasındaki pas trafiği, hem de rakip ceza alanı yakınında 10 saniyeden az oluyor, yani takım çok koşan ama hızlı oynayan özelliği sergiliyordu.
Oysa Fener, çok ama yavaş pas yapan, dikine oynamayan bir yapıda idi dün. Stoch ne yaptığını giderek bilmeyen yapıda oynuyor, sağda Gökhan ve Topuz bindirmeleri olmuyor, Alex dışında dikine pas atan bulunmuyor, Sow'un boşa koşuları pas karşılığı bulmuyordu.
Kasımpaşa'da oyunun savunanından oynayınca, tatsız, tutsuz, temposuz 45 dakikada, Alex ve Adem'in şutu dışında tehlikede olmuyor, ben de ligin en zevksiz maçını seyrediyordum.
Fenerli oyuncuların yaptıkları işi çok mutlu ya da çok severek yapmadıklarını hissediyordum.
İşinizi mutsuz yapmanın imkansızlığını düşünerek. İki özelliği vardı geçen sene Fener'in, uzaktan şut ile Avrupa'nın en çok atanı idi,verkaç ile de Türkiye'nin ama bunları da yapamıyordu.

Takım isteksiz
Stoch-Alex yerine, Kuyt-Caner girdi.Taktik,4-4-1-1ye dönüyor, takım nispeten hızlanıyordu.
Kasımpaşa'da Fener kalesine gitmeye başlayınca 10 dakika 3 pozisyon getiriyordu. Ama üstün olan,direkleri döven Kasımpaşa idi ,karşılığını da gerçekten çok iyi bir golcü olan Uche ile alıyordu.
Oyuna giren Hüseyin'in ,hızı ve zekası da buna katkı veriyor, bana''hak ettin Kasımpaşa'' dedirtiyordu..
F.Bahçe'de isteksizlik had safhada, takımın ''oyun oynamaktan zevk almak''gibi bir duygusu yok.
Oyuncuların teknik adamla ilişkileri iyi değil,iletişimleri iyi değil.
Sene başında Kocaman'ın bana anlattıklarının ve bu sayede iyi olacak dediğim hiçbir işin yapılmadığını da görüyorum.
Sıradanlaşan bu takımın bu hali ile işinin çok zor olduğunu da.
Geçen hafta yazdığım gibi '' Kredin, en azından seyirci önünde kalmadı Kocaman'' dikkat!