Tempoma dokunma

Sıkı takip ettiğim, 21 lig içindeki yaklaşık 400 takımdan, "DEPLASMANDA TEK GOL BİLE ATAMAMIŞ" tek takım Akhisar'dı.
Üstüne bir de 15. dakikada Bilal sakatlanıp, penaltı pozisyonunda Sonko'da atılınca, stopere geçen Bruno nedeni ile kolu kanadı iyice kırıldı...
Aslında belki de maçın bütün özeti bu idi... İki duran topta, sağ bekler Gökhan ve Eren'in çizgiden çıkardıkları dışında, ''topu hareketli olarak oyunda tutarken bulunan pozisyon'' sadece Sow'un ki idi. Yani, kilitlenecek gibiydi oyun ama 3 yıl önce bu tür pozisyonlarda verilmeyen ancak Ulenberg'in yeni yorumlarıyla ''verin'' dediği penaltı işin şeklini değiştirdi. "Sürpriz kaçan adamlardan gol yemede' 'pek bir maharetli Akhisar, Evren'in becerisi ile önce penaltıyı , sonra da Kuyt'ın vuruşunu çeldi ama bu kadar başarı fazla diyen Evren'in, Kuyt'ın kafasına değil ''hızlı düşünen zekasına''gönderdiği top, Emenike hızı ile birleşince gol oluverdi...

Arkadaşlık süper
Alper-Webo değişikliği ,taktik değişikliği de getirdi. F.Bahçe, dayanıklılığı yüksek bir takım olarak oyunu yıktı rakip alana.
Çok boş alan olunca Emenike coştu, Sow'a attırdı. Arada Egemen-
Bekir değişikliğini kimse anlamadı bile. Değişerek oynayan 3 golcü ile boş alanı çok rakip alanda oynamak Webo'ya da golü attırdı...
Bu haftaya kadar attığı 33 golün 11'ini DURANTOP'lardan.
Yani gollerinin % 33'ü duran toptan atan F.Bahçe (ki dünya ortalaması % 22'dir) Alves ile onu da attı ve durdu. Daha sonraki değişiklikler idare-i maslahat türündendi...
Bu takımda müthiş bir arkadaşlık var. İşine saygılı profesyonel sayısı çok. Hocası ise Avrupai çalışma yöntemleri ile takımın ayakta tutuyor, ''Tempoma dokunma'' diyor. Haftalar önce yazdığım gibi, şampiyonluğunu engelleyecek bir durum da gözükmüyor...