Kocaman düşeş

Uzun zamandır başlamadığı kadar tempolu başladı Fenerbahçe... Öyle ki sarı- lacivertliler, 45. saniyede biri direkten dönen 2 şut atmıştı bile.
Sonra 5 dakika orta sahada top çevirdi ve kanatları kullanmaya başladı takım. Göztepe sahasından çıkamıyordu.
A Spor'da, cumartesi günü Süper Lig Analiz programımda "iki takımın gollerinin yüzde 48 i duran top veya penaltı, duran top golü olacak" demiştim.
Fernandao, 16. dakikada kornerden gelen topta beni yanıltmadı.
Fernandao'nun varlığı, yüksek toplarda da Fenerbahçe'yi etkili kılıyordu. İşin ilginci, gol dışında girilen 4 pozisyonun 3'ünde de Brezilyalı futbolcu vardı, istekli ve hırslı idi. 2 kenar beki, oyuna giriyordu.
Nabil Dirar en etkisiz adamdı, üstelik, duran toptan etkili rakibe, ceza sahası yakınında anlamsız faul yapandı. Aatıf, hocasının istediği gibi savunuyor ama hücumda bal yapmıyordu.

10 dakika orta yoktu
İkinci yarı önde basarak başladı Fenerbahçe, kenar ortalarında Aatıf ve Giuliano'yu da Fernandao'nun yanına atıp, ilk yarıdaki 3/11'lik kötü orta performansını düzeltmeye çalışıyordu. Ama topu 2. bölgede tutunca etkisiz kaldılar.
Savunmadan çıkarken yapılan top kaybı, oyuna girdikten 20 saniye sonra Poko'ya golü attırıyordu.
Aykut Kocaman'dan Valbuena- Soldado hamlesi geldi. Takım 4-4-2'ye döndü. Giuliano sakatlanınca da Alper Potuk oyuna girdi.
2 santrafor oynarken Fenerbahçe, tam 10 dakika ceza alanına orta yapmadı, garipti bu. Sonra yaptıkları ise etkisiz olanlarından oluyordu. Duran topta Roman Neustadter'in ve Soldado'nun kaçırdıkları dışında tehlikesi de yoktu takımın. Arada Castro'nun kaçırdığı da şansı idi.

Hata ile gelen gol
Haftalardır, 3. bölgede 200 ve üzeri pas yaptığında rakibi boğan ve bu sayede yenebilen bir takım olduğunu anlattığım Fenerbahçe, yine anlamsız ve kaleden uzak yerlerde topla oynamanın, ilk yarıda kaçırdığı gollerin ve bireysel hata ile yediği golün acısını çekecek derken, ikinci yarının ilk iyi ortasında Soldado ve rakip karışımı vuruşla gelen golle düşeş atıyordu.