Sözleşmeli tefeciler

Her kulüpte problem vardır.
Önemli olan bu sorunların giderilmesidir. Sıkıntısı devam eden kulüp 'başarılı' olamaz!
Başarı da güçlü lobicilikten geçer.
Hiçbir nehir yukarı akmaz! Her zaman yazıyorum.
Futbol üç ayak üzerinde durur!
1-Futbolcular, teknik heyet ve profesyonel kadrolar.
2-Ve taraftarlar!
3-Futbolda ahengi sağlayan yöneticiler ile hakemler!
Bu üçlünün sağlıklı işlemesi için DENGE ve UYUM şarttır. Şöyle bir misal verelim! Tek kişi ile sinema seyredilir mi? Seyredilse bile keyif verir mi?
Tribünler taraftarsız, teknik heyetsiz de futbolcu, futbolcu olmadan da teknik heyet ve hakemsiz müsabaka olmaz!

Başta kulüp yöneticileri şeffaf olmalı.
Kulübün kasasına ne kadar para girmiş ve hangi gerekçe ile girmiş?
Ne kadarı nerelere harcanmış?
Bunlar açık açık yayınlanmalıdır.
Çünkü bu para KAMUNUN PARASIDIR. Yönetici kendini denetleyecek yapıyı kurmalıdır...
Bağımsız denetçilere görev vermelidir.
Devlet de vergisini düşünen zihniyeti terk etmeli. Ama kulüpleri sıkı bir mali disipline tabi tutmalıdır.
Yönetici elini kasadan çekmeli kulübün sözleşmeli tefecisi olmamalıdır. Bağış kutusuna para bağışlayan uyanıklar gibi ellerini sürekli kutunun içinde tutarak kutudakileri araklamamalıdır.

Futbolda yapılan harcamanın iki temel hedefi vardır.
1-Futbolcunun, teknik heyetin ve çalışanların hakkını zamanında, kuruşu kuruşuna ödemek!
2-Seyircinin iyi futbol izlemesi için kaliteli futbolcu almak!
Kulüpler birilerine para aktarma makinesi olmamalı.
Harcamasını takip etmediğimiz için Trabzonspor, Avrupa kupalarına katılamıyordu.
Artık Türk futbolu sözleşmeli tefecilerden kurtulmalıdır.
Bunu için de lobicilik şarttır!
Bu ve benzeri konulara devam edeceğim.