23 Ocak 2017 | Pazartesi

Kadıköy’e gelmeyin

Beşiktaş'a karşı tek kale oynadılar, galibiyeti kaçırdılar. Trabzonspor'u deplasmanda yendiler.
Galatasaray'ı içerde. M. United'ı içerde.
Feyenoord'u deplasmanda yendiler.
Zirveye oynayan takımlara ne Türkiye'de ne de Avrupa'da kaybettiler. Küçük takımlara değil, iddiası olmayan ekiplere karşı da ya kazanamadılar, ya da kaybettiler.
Şu bir gerçek Fenerbahçe kendinden daha güçlü ya da kendi ayarında olan takımlar ile oynamaktan daha büyük keyif alıyor. Büyük maçları daha çok seviyor, daha kolay motive oluyorlar.
Takımda büyük futbolcu ya da büyük olmayı kafasına koymuş o kadar çok oyuncu var ki; Volkan Demirel, Lens, Skrtel, Kjaer, De Souza, Van Persie. Dün yoklardı ama Topal ve Sow da bu isimlerden.
Maç sonlarındaki röportajlarına dikkat edin bu futbolcuların; 'maç öncesinde konuştuk, inandık, gereğini yaptık' şeklinde cümleler kuruyorlar. Sahaya çıkan Fenerbahçe 11 değil 33 kişiydi.
Herkes 3'er kişilik oynadı. Hızlı, baskılı, inançlı bir futbol oynadılar. Böylesine önemli bir maçta, sezonun 'ya tamam ya devam' maçına gelmeyen sarı-lacivertli taraftarlara nazire yaparcasına oynadılar.
Lider Başakşehir'i sahadan sildiler.
Cengiz, Visca, Mehmet, Mahmut, Mossoro'yu tanınmaz hale getirdiler. Belli ki konuşmuşlar, ya da birileri F.Bahçe'nin kulağına fısıldamış soyunma odasında ki, bu isim kesinlikle Advocaat değildi.
'Çıkın önce hakemi psikolojik baskı altına alın, her pozisyonda hakeme koşun, etrafını sarın'. İşe yaramış bu konuşma ya da fısıldama.

Zirve için mücadele edecek
Maç başladı Bülent Yıldırım'ı, Yıldırım çarpmışa çevirdi Fenerbahçeli oyuncular.
İlk yarıda kazandı sarı-lacivertliler maçı.
Alper'i herkes eleştirir ama hiç katılmam.
Alper Potuk oynadığı tüm maçlarda takımını hep ileri taşıyor. Sonrası onun değil diğerlerinin görevi. Önde basamadı Başakşehir.
Bunda en büyük sebep Alper'in. Son pas sorununu da çözdüğü an tam bir Avrupalı oyuncu kalitesine dönüşecek Alper.
Kjaer ve Lens'in olduğu maçları Fenerbahçe kaybetmez. Mehmet Batdal kayboldu Kjaer'in müdahalelerinde. Cengiz'e geçit vermedi, hep korkuttu.
10 numarasız her maç bir intihar aslında sarı-lacıvetliler için. Bu sorun hemen hallolmalı. Karavaiev, Fenerbahçe'nin futbolcusu değil, Advocaat'ın işçisi.
'Gir ve her işi yap' deniyor bu futbolcuya.
Çok şey beklememek lazım. Hasan Ali'nin pozisyonu net penaltıydı, Fernandao'nunki ise Çakır'ın Karabük'e verdiği penaltı kararı kadar saçmaydı.
Abdullah Avcı da tanınmayacak kadar kötüydü. Kazanmak değil berabere kalmak için en ufak bir hamle yapmadı. Emre ve Cengiz'i oyunda tutma inadı ona pahalıya mal oldu.
Fenerbahçe artık zireveyi yakalamak için mücadele edecek. Medipol Başakşehir ise düşüşe geçer. Heyecan geri döndü.
İskandinav ligleri gibi kısa süren bir 'yarım sezon' yaşayacağız.
Fenerbahçe büyük maçların takımı. Bu sezon Fenerbahçe için şu cümleyi kurmak herhalde yanlış olmaz: Yenilmeyen takım yoktur. F.Bahçe ile karşılaşmayan takım vardır. Namağlup, büyük takımlara mesaj veriyor Fenerbahçe: Kadıköy'e gelmeyin.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
Etiketler :
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor