24 Nisan 2017 | Pazartesi

23 Nisan derbisi

O kadar kötü bir derbiydi ki. Seyircisi, izleyicisi, taraftarı, taraftar olmayanı herkese bıkkınlık geldi. Belki koskoca 90 dakikada toplamda 5 dakika kadar G.Saray bir şeyler yapmak istedi, çabaladı yine ama F.Bahçe müsade etmedi. İyi futbola izin vermedi sarı lacıvertliler.
Aklıma geldi bir anda. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı bugün dedim. 'Ne işi var bu futbolcuların sahada?' diye söylendim durdum. 'Madem çocukların günü, madem bu kadar kötü futbol oynuyorsunuz, daha doğrusu oynamak istemiyorsunuz, bıraksaydınız da çocuklar hayallerinin ilk adımlarını bu maçla beraber atsalardı' dedim. Sahada çim kalkmadı, formalar kirlenmedi. Bırakın formaların kirlenmesini, formalar terlemedi! Ne bir hırs ne bir mücadele vardı. Sahada 22 hayalet adam yürüdü, durdu.
Fırat Aydınus daha çok geldi ekrana.
Maçın TV yönetmeni, yokluktan sürekli hakemi gösterdi haklı olarak. Tribünleri hiç bu kadar yakından görmemiştim! Bütün pankartları okudum neredeyse. Saha kenarında ne kadar reklam varsa hepsini ezberledim.
Bunların hepsini yaptım da, ortada futbol görmedim, göremedim. Bir ara Van Persie ile Sneijder tartıştı. Gol olmuş kadar sevindim.
İşte derbiyi ateşleyen o an dedim. Sonra yine 23 Nisan'ı, çocukları düşündüm. Sahada 22 çocuk olsaydı en az abileri kadar koşardı.
Ama onlardan daha çok mücadele ederlerdi. Belki de her pozisyonda gözlerinden yaşlar gelirdi. Üzerlerindeki formaya bakar sonra da 'niye gol atamıyoruz?' diyerek hüngür hüngür ağlarlardı. Çocukları seyretmek daha keyifli olurdu. En azından kaybedilen tüm değerlerin ışığını o minik yavruların gözlerinde görürdük!

Çocuklar güldü halinize
71'de Rodrigues gol kaçırıyor, yerden kalkmıyor. Bir bakıyorum Volkan ile sohbet ediyorlar. Yerde oturup kalmışlar öylece.
Piknik sepetini hangisi çıkaracak acaba diye düşündüm. Çocukları sahaya çıkarsaydınız da gözümüz bayram etseydi. Size de zahmet olmasaydı. O kadar yoruldunuz. 23 Nisan bahanesiyle evlerinizde dinlenirdiniz.
Yoruldunuz bu sezon çünkü! Bu hafta derbiler haftasıydı tüm Avrupada; PSV-Ajax, Real Madrid-Barcelona, Tottenham- Chelsea, City-Arsenal maçları oynandı.
Hepsinde de nefesler kesildi. Bu maçları oynayan da, yöneten de, izleyen de, anlatan da yoruldu. Derbiydi çünkü o maçlar.
'En kötüsü bizim dünya derbimizdi' demiyorum çünkü kötü bile olamadılar. Yoklardı sahada. Ne derbi ama! Tatsız, tuzsuz, mücadelesiz, ruhsuz! Sahaya çıkmadan yenilmişler.
Ne hale gelmiş koskoca iki takım da. 23 Nisan'da parklarda, oyun alanlarında 'görev alan' çocuklar kadar yorulmadılar.
Kimse Beşiktaş'ı hatta 2. yarıdaki Trabzon'u G.Saray ve F.Bahçe ile mukayese etmesin bu sezon. Vallahi çocuklar güldü halinize!
Biz değil sarı-kırmızı ve sarı lacivert formayı giymek için hayal denizinde yüzen çocuklardan utanın.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.

GÜNÜN DİĞER YAZARLARI

SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor