25 Şubat 2010 | Perşembe

Başkan neden haklı?

Başkan Aziz Yıldırım internet sitesine de koymuş açıklamayı. Maçtan sonra Christoph Daum'un odasına gitmesinin nedenlerinin "medyada" çıkanlar gibi olmadığını söylüyor. Yanında Aykut Kocaman'ın olduğunu da eklemeyi unutmuyor tabii. Yani: "Sportif direktör görevinin başındaydı" demek istiyor. Maçtan sonra Aziz başkanın neler yaptığını, kime ne dediğini, nelerden şikayet ettiğini biz de duyduk. Resmi sitede yazılanlardan farklıydı duyduklarımız. Takımın başına "profesyonel" getirdiğini iddia edip, yine işleri üzerine aldığını da bu hareketiyle "resmen" belgeledi başkan. Yani Kocaman "taça" çıktı. Sonuçlardan veya galibiyetlerden daha çok yeni yapılanmanın Fenerbahçe için önemli olduğunu savunanlardanım. Duygusallıklar tribünlerde kalmalı, takımı, oyuncuları ve teknik adamı yöneten anlayış kesinlikle "profesyonel" olunmalı. Ama Aykut Kocaman'ın da altını çizdiği çok önemli bir analiz var: "Yılların reflekslerini bir anda silip atamıyorsunuz." Hep kulağımda bu cümle var. Bursaspor maçından sonra başkanın yaptığı hareketin en net açıklaması. Sistem değişiyor ama refleksler daha körlenmedi. İki tarafa gidip; geliyor düşüncelerim. Aziz başkanın takımdan elini çekmesi gerektiğinden emin olurken, sahadakileri yola getirecek başka bir aktivitenin olmaması nedeniyle ortada bir "mecburiyet" durumu olduğuna da kanaat getirmiyor değilim... Ve son kararım... Başkan yanlış zamanda, doğru olanı yaptı. Tepkiyi maçtan hemen sonra değil, 24 saat geçince koymalıydı. Kritik günler geçiriyor Fenerbahçe... Beş maçta üç mağlubiyet, iki beraberlik var. Tam 'düzeliyor, iyi oynuyorlar' dediğimiz anda futbolcuların tepeye kısa sürede tırmanıp, kendilerini aşağıya yuvarladıklarını görüyoruz. Yenilen gollerin neden sırasında "kişisel hatalar" ilk sırada gözüküyor. Takımı genelde mücadele etmediği için eleştirebiliriz. Ama Manisa'da, Lille'de veya Bursaspor maçında bariz hatalar söz konusu. Genel bir bütün içinde görüntü "kötü" değil... Bu açıdan geçen yılların Beşiktaş'ına benzemeye başladılar. Sarsak oyuncuların, nerede nasıl duracaklarını, topa nasıl vuracaklarını bilemeyenlerin, bu büyük takımın formasını nasıl giydiklerini tartışacağımız pozisyonlar bunlar. Aziz başkan, sezon öncesinde iki şey vadetti; birincisi şampiyonluk, ikincisi savaşan takım. Takımı savaşmıyor. En azından son maçta. Yine sezon öncesinde hepsi ile tek tek konuştu. "Taşın altına elinizi sokacak mısınız?" dedi. Buna göre kendi iddiasını keskinleştirecekti. Söz aldı hepsinden. Sonra... Otellerde tatlı hayat... Ve yine sonra... Tatlı hayat lüks konut sitelerindeki garsoniyer dairelerde devam etti.Sonra... Bunları tespit ve imha hareketi... Yapmayacak mı başkan? Aykut Kocaman yetki çizgisini aşmamaya özel dikkat gösteriyor. Disiplin Daum'un inisiyatifinde. Oyuncularına, özellikle Brezilyalılara tek laf etmiyor. Antrenmanda "daha hızlı" diye bile uyarmıyor. Samandıra'da Daum'un tatlı baharı var ama iş maçların zorlu dakikalarına gelince bir yerlere "karlar" yağıyor. Bu sorumsuzlar tek bir şeyden anlıyorlar, başkan da bunu biliyor. İpler Daum'da değil, Aykut hoca prensiplerine bağlanmış. Bu takımın dağılmasına nasıl kendisi aldığı kararlarla neden olduysa, toparlamak da ona düşüyor. Kolay gelsin...


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor