05 Kasım 2010 | Cuma

Alex yine sms attı

Özleşmesinin bittiği her sezonda, yılbaşı yaklaşırken Alex kendine ait internet sitesinde kendisine talip olan kulüpleri açıklar. Sonuna da Fenerbahçe'de kalmak istediğini ekler. Belli dönemlerin, tekrarlayan cümleleridir bunlar. "Hocamızın arkasındayım" en meşhurlarındandır. Ya da "Dönersem başka takıma gelmem" derler. Alex de birçok defa Türkiye'de Fenerbahçe'den başka kulüpte oynamayacağını belirtmiştir. Geçen sefer istediği sözleşmeyi, istediği rakamlarla aldı. O günlere dönerseniz (iki sene önceki, bugünler) yine aynı şekilde bir kulüp listesi bulacaksınız. Alex iyi bir futbolcu olduğu kadar, iyi de profesyonel. Kafasının rahat olmasını istiyor ve istediği sözleşmeyi de imzalayarak, kalan günlerinde geleceği düşünmekten kaçınıyor. Dört yıl önce olsa bu çağrısına cevap alması gecikmezdi. Ama şimdi durum farklı. Takım içindeki hakimiyeti dört yıl önceki gibi değil. Son iki yılı boş geçti. Güven limanında durumlar eskisi gibi değil. Bu nedenle yönetim muhtemelen sezon sonunu bekleyecek, Alex'ten daha önceki sözleşmelerine karşılık ödediğinin karşılığını almayı bekleyecektir. Madem ki iki taraf da "önce profesyonel", bir şey almadan kimse bir şey vermez. İşin doğrusu da bu değil mi zaten?..

* * *
BOZAN FUTBOL
Yeni şikayet masası kazandık.
Süper Lig takımları "bozan futbol" oynuyormuş. Bu negatif yapı nereye kadar sürecekmiş...
Futbolun kendi yapısı içinde tercihler vardır. Eğer takımınız pozitif ve ekstra yetenekli oyunculardan mahrumsa, rakibi durdurmak üzerine bir sistem kurmaktan başka şansınız yok.
Bizim teknik direktörlerimiz veya Avrupa'nın küçük diyebileceğimiz takımlarını yönetenler için başka bir alternatif yok zaten. En kolayı bozmaktır. Yapmakla uğraşacağına, risk alacağına, yedi oyuncusuna adam markajı görevi vererek neler olacağını beklemeye başlarlar. Kazanırlarsa kahraman olurlar, kaybederlerse ya oyuncu kalitesi yeterli değildir, ya da rakibin gücü karşısında başka şansları kalmamıştır. Mourinho'nun nereden geldiğini de unutmayın. Chelsea'nin veya İnter'in başındayken, Barcelona karşısına futbol oynamak için çıkmadı. O da, bozan oyunu kurdu.
Bu futboldan şikayet edenler, bu oyunu oynatan takımlarını ve buna destek veren yöneticilerini eleştirsinler. Stada savunma yapan bir takımı seyretmek için gitmeyeceklerini belirtsinler ki; iki yenilgi aldıktan sonra koltuklarının sallanacağını bilen teknik adamlara, başka şans tanısınlar.

* * *
HAKEMLER UYARILDI MI?
İki haftadır tekmeler havalarda uçuyor. Vuran, çeken, itenden geçilmiyor sahalar. Hakemi aldatanlar yine sayılamıyor.
Ama karşısında ceza yok.
Hakemlerimiz ikinci sarı kartı çıkarmıyorlar.
Çıkartacaklarını düşündükleri anda kararlarını değiştiriyorlar. Suya sabuna dokunmuyor, sertliğin artan dozunun öncelikli nedeni haline geliyorlar.
Sanki birileri çıkmış onlara demiş ki: "Kırmızı kart göstermeyeceksiniz."
Bu genel yönetim tarzı haline geldi. Pozisyon yorumları, kaçan ofsaytlara artık bir şey demiyoruz. Kalitelerini sorguluyoruz. Ama iş kural defterinde yazanları bile uygulamamaya k adar geldi.
Böyle giderse Marcus ağabeyleri bile onları kurtaramayacak.
Haberleri olsun...

* * *
DiYOR Ki; YOK...
Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım ile Aykut Kocaman arasında, kulübün gelecek yapılandırmasına yönelik geçen bir konuşma kulağımıza geldi.
Kaleme aldık. Çok güzel şeyler düşünüyorlar, futbol takımının yeniden yapılandırılması konusunda devrim niteliğinde bazı kararlar alıyorlardı. Sazakçeşme'de yepyeni tesisler yapacaklar, futbolun bütün birimlerini bir araya getirecekler, pahalı transferleri erteleyip, altyapıdan A takıma oyuncu kazandırmaya yoğunlaşacaklardı.
Böylece son altı sezonda transfere mi harcadıkları, yoksa çöpe mi attıkları belli olmayan 350 milyon doları kulübe geri kazandıracaklardı.
Bu kararları güvendiğim kişilerden duydum. Resmi sitede ise "böyle bir konuşma yok" dediler. Ama "böyle bir şey düşünmüyoruz, tesis yapmıyoruz" demediler.
Bana iki seçenek kaldı.
Ya kaynağıma güvendiğimi belirtip, haberin arkasında duracağım.
Ya da bu yönetim modelinin zaten "iyi bir şey yapamayacağına" dair kanaatimizi sürdürüp, "kusura bakmayın, bu haber ve onu oluşturan tüm unsurlar (!) yalanmış" diye yazacağım.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor