18 Kasım 2010 | Perşembe

Skor medyası iş başında!

Sabırsız ve pusuda görüş sahiplerinin ellerindeki kalem ve ağızlarındaki sözleri sakınmadan sarf ettikleri bir dönemdeyiz.
Buna neden olan bir mağlubiyet... Fenerbahçe, Gaziantepspor'a yenildi ve ahkamlar kesilmeye başlandı. Hedef önceliği Aykut Kocaman elbette. Sonrasındaki takımdaki sorumsuzlar var.
En komik eleştiri Cristian'a bu kadar sabredilmesi oldu. Sanki kulübede veya Samandıra'da bırakılanlar arasında başka bir orta saha oyuncusu varmış gibi.
Bu eleştirileri yapanlar, Bursaspor ve Eskişehirspor maçı sonrasında yoktular ortada.
Nedeni basit, takım iyi oynamış veya kazanmıştı. Halbuki eleştirileri sonuçlardan soyutlayarak, belirgin hatalar üzerine kurmak gerekiyor. Aykut Kocaman kazandığı zaman da hata yapabilir, kaybettiği zaman hatasız olabilir. Elbette oyuncu grubu da.
Ben Gaziantep'te yenilen takımı kötü oynadı diye eleştirmem. Sahaya ruhlarını koymadıkları, korktukları, büyük takım oyuncusunun cesaretine sahip olmadıkları, mücadeleden vazgeçtikleri için eleştiririm.
Aynı şekilde Aykut hocanın da devre arasında bunu fark edemeyip, motivasyon eksikliğini giderecek formülü bulamadığı için hedef tahtasına alırım.
Geçmişi hatırlayarak bugüne gelelim.
Ne diyorlardı: "Bu takımın kondisyonu yok..." Bursa'da, Bursaspor'a tek kale yapınca sesler kesildi. Olmayan kondisyon vahiy yoluyla mı takıma inmişti? Ne diyorlardı: "Aykut Kocaman ne yaptı?" İkinci yarıya Alex'siz başladı. Fenerbahçe ilk defa bir teknik direktör sahada hiçbir şey vermeyen kaptana, "Çıkıyorsun" dedi. Her şeyi göze alarak hem de.
Bu bile yetmeliydi herkese...
Ne diyorlardı: "Önemli olan sonuç..." Kötü oynayıp kazandığında ne dediler: "Bu oyunla daha ne kadar kazanır, iyi oynamalı..." Karar verin, önemli olan iyi oynamak mı, sonuç almak mı?
Paraşütlü arkadaşlarımız var. Ahkam kesiyorlar. Verdikleri örnekler hep futbolun ileri olduğu ülkelerden.
Türkiye'nin şartları, kulüplerin yönetiliş biçimi, oyuncuların yetişme kültürü bu kadar farklıyken, oradaki takımlar gibi nasıl oynanacak bunu anlatmıyorlar. Anlatamazlar, çünkü nasıl olacağını bilemiyorlar.
Yine Kocaman'a dönelim. Önemli ve gereken bir felsefe ile organizasyonun peşinde. Bunu başarmasının sonuçlarla doğru orantılı olduğunu biliyor.
Bu baskı altında hatalar da yapıyor."Kocaman yetersiz" demek belki bir görüştür ama saygı duyulamaz.
Neye göre bu yorumu yaptığınızı açıklamanız, altını doldurmanız lazım.
Bir mağlubiyet, ya da Avrupa'dan elendiler demek vizyonsuzluktur. Şenol Güneş'li Trabzonspor da yok Avrupa'da, Riijkaard'lı Galatasaray da olamadı.
Bugün haklı methiyelerin sahibi Şenol hocaya da mı aynı kriterde"yetersiz" diyeceğiz.
Zamanında dediler ya, o da başka mesele. Ama aynı adamlar yaptı bunu. Aykut Kocaman'a ve Fenerbahçe'yi yönetenlere düşen, vizyonlarını anlatmaktır.
Kapalı kapılar arkasında, herhangi bir başarısızlık halinde hedef olmamak için saklanmak değil.
Anlatsınlar, herkes bilsin ve bir karar versin.
Korkmasınlar bundan.

* * *
CANER ERKİN
Gaziantepspor maçı sonrasında en çok eleştirilen isimdir Caner Erkin. Kötü oynadı. Tam 18 top kaybı var. Alex ile aynı. Ama hedef tahtası o oldu. Bakıyorsunuz; topu en çok isteyen, topla en çok buluşan da Caner Erkin. Yani kaçmamış, sorumluluk almış, bir şeyler yapmaya çalışmış ama kötü oynamış. 'Çalışan hata yapar' durumları var ortada. Diğerleri saklanmışlar, pas almamışlar dolayısı ile hata da yapmamış, gözlerden kaçmışlar. Caner'e bir de bu pencereden bakın.

BU NE DEMEK?

Düşündükçe, detay yakalıyoruz. Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, Sinan Engin'in ricasını kırmayıp, Lig TV'ye çıktı. İki saat konuştu, anlattı. Kendimi zorluyorum ama teknik direktörü Aykut Kocaman ile ilgili çok az konuştu. Genç hocanın muhakkak yapmak istedikleri, değiştirmeye çalıştığı şeyler var. İki ay önce Fenerbahçe dergisinde futbol takımı için "gelişiyor ve değişiyoruz" diye yazdı ama bunların neler olduğunu söylemedi. Kocaman'ı göreve getirerek bir risk aldı.
Olanlar veya olacaklar üstüne hocasına destek vermesi, övmesi, onu ve düşüncelerini ön plana çıkarması gerekmiyor muydu?
Bu tarzın içinde, genel anketlerde memnuniyetsizliğin dağılımında Aykut hocanın en fazla payı almasının rolü mü var acaba? Yani fatura adresinin yeniden teknik adam olmasından rahatsız değil mi başkan? Alex'e sahip çıktığı kadar, neden genç hocasını desteklemiyor.
Belki bunu kapalı odalar da yapıyor ama neden açıklamıyor, tavrını net şekilde ortaya koymuyor?
Bu kulüpte muhakkak iyi şeyler oluyor.
Bunun sahibinin yönetim dışından biri olması çok mu kötü?



Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor