15 Nisan 2011 | Cuma

Hakemlerin hali

Eğer kamuoyundan destek bulsalar, başkanlar ve yöneticiler "Hakem isyanlarını" ortalarda uçuşturuyorlardı.
Birileri ilk yarı bittiğinde yaptı hamlesini, diğerleri üst üste puan kayıpları gelince.
Ama hakemlerin hatalarına bağlayacakları "sağlam kulp" bulamadıkları için, bu çıkışları "sahipsiz" kaldı.
Kendi taraftarları bile gelmediler arkalarından.
Son haftalara giriyoruz, yönetimlere bakın. Eskişehir'de Cüneyt Çakır, Seyrantepe'de Bünyamin Gezer, etliye-sütlüye bulaşmadan, hiç risk almadan, kendini yere atana istediğini vererek maçlarını yönettiler.
Tempoyu artırmayarak hata oranlarını azalttılar, "Kazasız belasız sıyrılalım" dediler.
Kendileri için doğruyu yaptılar ama kötü örnek de oldular.
Hani hep "birileri düğmeye bastı" deriz ya, belli ki MHK'dan birileri de hakemlerimize "Aman başımıza iş çıkarmayın" deyivermiş.
Cesaretin yerini temkin almış. Bunu "eyyam" olarak yorumlayanlar da olabilir aramızda.
Avrupa'nın en sert liglerinden biri olmamızın nedeni de bu zaten. Hakemlerimizin belli bir kültürü temsil etmek yerine, kendilerini en az zararla nasıl kurtarırım düşüncesi.
Tekmelere, faullere bu yüzden göz yumuyor, kart gösterip tepkilerden uzak kalmaya çalışıyorlar.
Kırmızı yerine sarıyı çıkarttıklarında "hakemin yorumu buymuş" deniliyor ve herkes rahatlıyor.
Bir tekmeyi yiyene sorun bakalım, rahat mı, istekli mi, keyifli oynuyor mu?
Bunlar bir eleştiri değil, bir tespittir.
Öncelikle yeni bir vizyon kazanmamız gerektiğini, bunun sadece hakemlerle değil, yöneticiler ve medya ile de yapılmasına inandığım için yazıyorum. Yoksa neyimiz iyi ki, hakemden daha farklısını bekleyelim.

* * *
Kırılma haftası
Trabzonspor son dört maçını da kazandı. Bu istikrarı liderlik koltuğunu da geri getirdi. Ama Kasımpaşa, Gençlerbirliği, Konyaspor ve Galatasaray'a karşı aldı galibiyetlerini. Konya haricinde çok zorlandı.
Bu dört takımın da ortak özelliği ligin dibine demir atmalarıydı. Kağıt üstünde kolay görünen maçlar olmasına rağmen, sonuçlar öyle olmadı.
Şimdi yeni bir üçlü seriye başlayacak; Bursaspor, Eskişehirspor ve Gaziantepspor...
Bu üç takımın ortak özelliği nedir? Avrupa Ligi'ne gitmek için zirvede yer kapmaya çalışıyorlar. Bir önceki seriye göre daha sert, daha organize ve gücü-potansiyeli olan rakipler yani. Fenerbahçe, Gaziantep maçı ile bu virajı bitirecek. Antep, üçüncülüğe gözünü dikmiş durumda. Bursaspor da Trabzon'la karşılaştığı haftada iddiasını güçlendirmek zorunda. Bursaspor da bir gün önce oynayacak rakibinin alacağı sonuca göre maçın hikayesini yeniden yazabilir.
Sadece, Fenerbahçe ile Trabzonspor değil, Bursa ile Antep'te bu maçları "kırılma haftası" olarak yaşayacaklar.
Ligde özellikle ikinci yarı ile birlikte birçok "final" izledik. Ama teknik adamların hep altını çizdikleri, "ikinci bölüm" şimdi başlıyor. Zirvenin sultanları hesaplaşacaklar.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor