11 Ağustos 2011 | Perşembe

Soruşturma bitmeden yargılama bitti

Şike soruşturması başlamasından itibaren 40 gün geçti. Savcılık halen hazırlık soruşturmasını sürdürüyor. Önceliği telefon görüşmelerinden kaynaklanan şüpheleri var. Daha iddianame yazılmadı.
Dolayısı ile bugün şüpheli olarak görülenler veya tutuklananlar da henüz savunmalarını yazmadılar.
Fakat öyle bir ortam oluştu ki, öylesine "tape"ler yayınlandı ki, insanlar çoktan suçlu ilan edildiler, hakimin vereceği "suçlu" kararının ne çeşit olabileceği tartışılıyor.
Hukuksal süreç ve aranılan adalet için kimsenin diyebileceği bir söz yok. Emniyetin şüphelenmesi, savcının da iddia etmesi hep kamunun iyiliği için. Ama bunun karşısındaki insanların da edeceği bir iki laf olmalı, hangi suçla itham edildiklerini de bilmeliler. Biz bunları çoktan geçmişiz gibi gözüküyor.

İnsanlar kandırıldı
Eğer futbolu saha içindeki mücadeleden çıkarmaya kim çalışmışsa, gözünün yaşına bakılmamalı. Bu fikrim asla değişmez. Onlar, "günahsız" ve dünyalarının büyük bir bölümü tuttukları takım olan temiz insanları kandırdılar.
Kimse böyle bir hareketi, "Kulüp için yaptılar" diye de açıklayamaz. Çünkü birinci derecede şüpheli olan Fenerbahçe'nin, bir noktaya gelebilmesi için şampiyonluğa ihtiyacı yok. Fenerbahçe'yi ayrıcalıklı yapan nedenlerden sadece bir tanesi şampiyon olması. Yoksa 10 yıl boyunca zirvede kalmasa da Fenerbahçe de değişmez, Fenerbahçeli de...

Linç yapmayın
Yine de kimsenin daha insanlar savunmalarını yapmamışken, onları idam etme hakkı da yok. Hepsinin aileleri var. Sosyal hayatta önemli yerde ve örnek kişilikler olarak biliniyorlar. Bu kötü günlerin sonucunda aklansalar bile, sırtlarında yafta ile bir ömür boyu dolaşmaya mecbur kalacaklar.
En kötüsü, bu mağduriyetin çaresi de olmayacak.

Sözlerinizi tartın
Sapla samanı, iddianameyi yazılmadan, hakim bunu kabul edip, delilleri değerlendirmeden net olarak ayıramayacağız. Bu nedenle herkesin sözünü iyice tartması, kendisini şu anda Metris'te kalanların yerine koyup konuşması gerekiyor...

Somali'yi unutmayalım
Mübarek Ramazan ayındayız. Gece geç saatlere kadar oruç tutuyor büyük bir bölümümüz.
Bu sıcakta, bu tempoda Allah rızası için "aç kalıyoruz." Somali'deki insanların ise iftar da bir şeyler yeme, içmeyi düşünme gibi bir lüksleri bile yok.
Anneler, çocuklarının ölümünü izliyor. Cep telefonunuzun mesaj kısmına "SABAH" yazıp, 2868'e gönderdiğinizde, bu dramın çözümüne beş liralık katkınız olacak.
İmkanınız varsa mutlaka katılın.

Medya tepkisi
Shakhtar maçında basın tribününe saldırdı Fenerbahçeli taraftarlar. Oradaki emekçiler lincin eşiğinden döndüler. TSYD bu durumda tüm spor müdürlerini toplayıp, akıl danıştı. İlk maçta görev yapmamak gibi bir görüş benimsendi.
Buna rağmen Fenerbahçe taraftarının tepkisi bir türlü dinmek bilmiyor.
Bir dönem Hürriyet gazetesinde sayfaların patronu olan Ercan Saatçi de destek veriyor bu tepkilere.
Maç sonrasında gazeteci arkadaşlarının tribünden apartopar kaçmasına neden olanlara hiçbir şey demediği halde hem de. Ne yani, insanlar küfürleri hazmetmek, dayak yemenin eşiğinde yaşamak zorundalar mı?
Görevlerini her an kafalarında patlayacak bir şişenin korkusu altında mı yapacaklar? Sevgili Ercan bu tavrı nasıl onaylar?
Bu görüşünü bile özgürce belirttiği, "dayak yemesinde mahsur yoktur" diye gördüğü muhabirlerin veya yazarların yer aldığı medyayı, bu olayların tek suçlusu haline nasıl getirir. F.Bahçe taraftarı travmatik bir dönem geçiriyor.
En hassas noktasından vuruldu çünkü. Şaibe kelimesini icat edenler, şimdi bunun gölgesinde yaşamak durumundalar.
Halbuki sakin olmayı ve kalmayı becermek zorundalar.
Çünkü onlar örnek taraftar. Tribünde küfürü bitiren topluluklar.

Ceza kime verilir
Hep en kötüsünü düşünelim. Telefon konuşmalarını içeren ve yayınlanan kayıtlara baktığımız zaman, Fenerbahçe, Beşiktaş ve Sivasspor'un Süper Lig'de kalma şansı yok. Trabzonspor hakkında daha hiçbir "tape" dışarıya sızmadı. Duyumlar; onların teşebbüse geçme aşamasında kaldıkları yönünde.
Biraz daha az kusurda kalmışlar ama yönetmelikler "teşebbüs bile" diyor.
Bu dosyalar hakkında nasıl sonuca varılacağı, çeşitli yorumlarla önümüzde.
Hukukçular, illiyet bağlantısının üstüne gidiyorlar. Yani istenen sonuç bu eylemin sonrasında çıktı mı?
Bu noktada Aykut Kocaman'ın da defalarca ifade ettiği gibi Fenerbahçe'nin kolay kazandığı bir tane bile maç olmadığını zaten herkes gördü. Beşiktaş'ın kupa finalinde İbrahim Akın'ın gol atıp, attırdığı ortada... Sivasspor beş dakika daha olsa son maçı berabere bitirecekti, Fenerbahçe takımı maçtan düşmüştü. Korcan'ın yediği hatalı gol var ama kurtardığı 4-5 pozisyon daha var.
Yani sahada ve tribünde ter dökenler günahsız kalmış... Birileri amaçlarına ulaşamamışlar. O zaman ceza kime verilir? Günahsızlara mı, günaha çağıranlara mı?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor