15 Mart 2012 | Perşembe

Yüzde 51 şampiyon

Her derbi kendi içinde bir hikaye barındırır. Bu maçın da hikayesi şampiyonluk. Eğer ligler normal oynansaydı tesadüfe bakın ki Kadıköy'de alacağı bir beraberlikle Galatasaray şampiyonluğunu ilan edecekti. Şimdi ise bu maçta alacağı galibiyet, Fenerbahçe'yi yüzde 51 şampiyon yapacak.
Bu işin matematik yönü. Taraftarların da çok umurunda olduğunu zannetmiyorum. Şu anda Türkiye'nin yüzde 70'i cumartesi günkü derbiden kendi takımlarının galip çıkması dışında başka bir şey istemiyor.
Bu maçın sonucu nelere kadirdir, hangi sonuç hangi avantajı getirir, hangisini götürür sadece teknik adamların hesap defterine ait bir ayrıntı.
Yuvarlak topun tabelada değiştirdiği rakamlarla oluşan matematik, cumartesi günü 2012 şampiyonu konusunda da karara varacak. Nasıl mı?
Fenerbahçe için galibiyet dışında karşısında avantaj yazan bir sonuç yok. Puan farkını 6'ya indirir ve en iyi beklentiyle bunu korursa play-off'a rakibinin üç puan gerisinde girecek.
Beraberlik halinde 5, yenildiğinde ise 6. Yani bu maçı kazanmak, Fenerbahçe de play-off içinde üç puanlık bir kazanç demek.
Geçen senenin performansına baktığımızda, bu oyuncuların istediklerinde neler yapabildiklerini hatırladığımızda play-off'ta sular Fenerbahçe için akar.

* * *
'Kocaman bir doğru' yaptılar
Normal eğilimlerin dışına da çıkılsa (eğer mayıs ayında kongre varsa, sözleşme uzatılmaz) Fenerbahçe yönetimi, Aykut Kocaman ile üç yıllık sözleşme yenileyerek"Kocaman bir doğru" yaptı.
Sportif direktör olduğu üç yıl öncesinden itibaren Aykut hoca Fenerbahçe futbol şubesinin yeniden yapılanması ve çağın gereğini üretir hale gelmesi için uğraşıyor.
Bu felsefenin temel cümlesi "kendi yıldızlarını yaratmak." Çünkü sürekli olarak yüksek bonservis bedelleri ödeyerek performans sorunları yaşayan pahalı isimler yerine, Fenerbahçe içinde yıldızlaşıp benzer bonservis bedellerine satılacak oyuncuların peşinde.
Altyapıdan her sene bir veya iki oyuncuyu A takım kadrosuna almak istiyor. Futbolcuya dayalı düzeni değiştirerek belli prensiplerin hakim olacağı, keyfiyetten uzak yapılanmanın temellerini atıyor. Sadece Fenerbahçe için değil tüm takımlar için doğru olan...
Eğer yöneticilerin tribünlere kendilerini alkışlatmak hevesleri olmasa çok daha önce bu modele geçilirdi. Üstelik bu kadar borç içinde yüzen mali yapılar da olmazdı.
Aykut Kocaman bu nedenle önemli.
Neden? Çünkü Fenerbahçe onun umrunda. Çünkü ayrıldığında arkasında bırakacakları için endişeli. Çünkü "Ben paramı kazanayım, sonrası tufan" demiyor.
Aykut Kocaman'a destek verip onunla devam etmek, gerçekte bu felsefeye sahip çıkmaktır.

* * *
Bülent Yıldırım'ı beğenmem ama!
FIFA kokartlı hakemlerimizin çoğunu beğenmiyorum. Buna Bülent Yıldırım da dahil. Nedenim çok basit; kuralları biliyorlar ama futbolu yorumlayamıyorlar. Bu sonradan kazanılacak bir yetenek de değil.
Fakat Beşiktaş-Trabzon derbisinde Bülent Yıldırım'a hayran kaldım. Müthiş bir maç yönetti. Hiç beklemediğim şekilde ikili mücadele yorumlarında üst düzeyde doğru kararlar verdi. Her kendini yere atana faul çalan Bülent Yıldırım gitmiş, hangi darbenin veya hangi itmenin faul olabileceğini çok doğru süzen bir hakem gelmiş.
Cumartesi derbisinde her iki takımda da hakemi aldatacak oyuncular var. Geçen 30 haftaya baktığımızda Galatasaray tarafına daha çok sabıka yazabiliriz. (Engin Baytar, Eboue, Necati, Elmander, Ujfalusi) Bülent hocanın seyircinin ve camiaların baskısını çok hissedeceği bu maç için dersini iyi çalışması, kendisini aldatıp tribüne hedef göstermek isteyenlere fırsat vermemesi gerekiyor. Son derbi performansını tekrarlayarak kendisi hakkındaki geçmişteki fikirlerimizi değiştirmesini bekliyorum.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor