Tugay ve tarih

Eğri oturup doğru konuşalım; ne olup bittiği konusunda bir fikrimiz var mı? Kulübün transfer politikası konusunda üç beş şeyi geçmez bildiğimiz ve ne olup bittiğini gerçekten biliyor muyuz? Gazete sayfalarına yansıyan transfer haberleri her gün başka bir "sistematiğin" kağıt üzerinde gelip gittiğini gösteriyor bize ama...
Bir futbol takımının ne olduğu ya da karakterinin ne olduğu üzerine görüşünüz vardır elbette.
Galatasaray taraftarı için Galatasaray futbol takımı, tarihin yazıldığı bir tanıklıktır.
Bir sevme biçimi olarak Galatasaray futbol takımına gerçeklerin ve tarihin yazılması ödevini vermiştir. Bu ödev onun en kıymetli hazinesidir.
Bir de özel anlamlar yükler Galatasaray taraftarı futbolcularına. Metin Oktay'la birlikte başlayan bu süreç her daim sahada bir büyücü(!) aratmıştır takımına. Son zamanlarda bu görevi Hagi üstlenmişti. Tugay, yadellere gittikten sonra bir büyümüş pir büyümüştü. O; "kaçan balık büyük olur!"du sarı-kırmızılılar için.
Ve elbette ki Hakan Şükür.

Anımsatmanın yolu mu?
Bugünlerin "büyücüsü!" Arda idi. Birkaç hafta öncesine kadar manşetlerden inmedi transfer haberleri genç futbolcunun. Ada takımları peşindeydi ve dudak uçuklatan rakamlar telaffuz ediliyordu. Şimdilerde ses seda yok. Ve büyük olasılıkla Arda takımda kaldı.
Ünlü teknik adam Arsene Wenger kendisine sorulan soruyu şöyle yanıtlamıştı: "Arda beklenen aşamayı yapamadı!" Aşama kaydetmemiş Arda. Yani onu izleyenler izledikleri süre içinde -ki bu en az bir sezon oluyor- kendisinden beklenenleri yapamamış Arda. Daha ileri bir futbol düzeyine geçememiş. Wenger'in yorumu önemli mi? Elbette.
Şimdi Galatasaray'ın oynadığı son karşılaşmaya dönelim, Antalyaspor maçına. Başkan Adnan Polat serzenişte bulunuyordu ekibinin sahadaki hallerine bakarak: "Son zamanlarda ruhunu bu kadar kaybetmiş bir takım görmedim!"
Tribünlerde kocaman bir pankart saçaklanıyordu: "Bir dahaki sene Galatasaray ruhuyla!"
Tugay Kerimoğlu bunu anımsatmanın bir yolu olmasın?