Rüzgar ve fırtına

Bursaspor, Kayseri'yi Ozan'ın sağdan gidip yapacağı soldan Vederson'un keseceği toplardan gelecek ortalarla yıkacak...
İyi ama yüksek bir adam lazım Timsahlara.
Bu yok ortamda ve her orta hem Kayserilileri -işin kötüsü- hem de Bursasporluları aşıp geçiyor.
Kayseri defansı kalabalık tutuyor ve temkinli.
Bursaspor'un ileri çıkışlarını fırsat bilip defans boşluklarından yararlanacak ileri çıkan oyuncularıyla 'kıstırırlarsa' gol yapacaklar.
Nereden baksan tutarsızlık.
-Schuster haklı galiba. 1960 model futbol böyle bir şey değil mi?- Siz buna Bursasporlu Batalla'nın ceza sahasında uygun pozisyonda vurduğu topun dağlara taşlara gittiğini ekleyin.
İlk yarı sonlandığında futbol can sıkıntısının dar göyneğiyle gezindi durdu sahada.

Bu da olmaz ki
Kayseri defansı eleksiz ve ne kadar geçirimsiz ise-ki kapandıklarında 4-5-1'e dönüyorlardı- yeşil-beyazlı gol ayakları o kadar 'basiretsiz!' 53'te Kayserili defans oyuncularının kalecili 'en geri adamlı' bir pas trafiği vardı ki "Eh be kardeşim bu da olmaz ki!" dedirtti hepimize.
Bütün bu 'kilitlenmişliği'aşacak bir 'rüzgar' lazım... Sercan sahaya sürülüyor Ertuğrul hoca tarafından. Ve rüzgar dönüyor. Insua hafif esen rüzgarı besliyor Timsahların hanesine gol yazıyordu düzgün bir vuruşla. Yetmiyor 'rüzgar' diye sahaya sürülen genç Sercan'ın attığı golle fırtına başlıyor Atatürk Stadı'nda; Anadolu Fırtınası...