Tarih ve gerçekler

Geçtiğimiz Kasım ayında Fatih Terim'in teknik patron olarak Galatasaray'ın başına getirileceğini söylemiş hatta yanına eklediğim isimlerle de 'çalıştırıcı kombinasyonları!' yazıktırmıştım... Buraya tekrar döneceğiz.
Şimdi biraz geriye gidelim; Haldun Üstünel hepimizin gönlünü kazanmıştı. İstifa edip bir kenara oturmak zorunda bırakıldı. Ardından Rijkaard ve malumumuz Hagi olayları.
Yönetim Kurulu da aynı işleyişi takip ediyordu.
Kırgınlıklar Galası başlamıştı ve üç muhalif üye Vedat Eşkinat, Mehmet Helvacı, ve Doğan Yalçınkaya istifalarını açıkladı.
Sonraki olayları ve geleneklerin yerinden oynadığı süreci hepimiz biliyoruz...
Bundan bir hafta kadar önce mahkeme kararının hemen ardından yapılan genel kurulda Ünal Aysal başkan seçildi.
Diğer iki başkan adayı Helvacı ve Kıran seçim sürecinde açıkladıkları projelere oy vermeyen - ki onlar üyeleri öyle niteliyorlar- insanların "Galatasaray'ın geleceğinde proje olmasın yaklaşımında olanlar" diye nitelediler. Bu açıklamaları birlik ve bütünlüğün en gerekli olduğu dönemlerde yaptı seçilemeyen iki başkan adayı da...

Sıkıntıların ilacı
Şimdi Ünal Aysal'ın listesinde ve teknik patron seçiminde bütün bir camiayı yeniden bir tartışmanın içine sokacak isimler var.
Öncelikle Ünal Aysal'ın listesi önceki tartışmaların moral deformasyonu üzerinden vira diyecekler ki bu işin nasıl sıkıntılarla 'yürütüleceğine ilişkin!' emareler oldukça fazla.
Fatih Terim adının tarafımızca da bundan aylar önce telaffuz edilmesinin böyle bir gerekçesi vardı işte. İki senedir yaşanan sıkıntıların ilacı, gelip problemleri çözmesiyle, çözmese bile bunu estirdiği havayla camianın moral depolamasını sağlayacak bir yüzün yine yeni yeniden takımın başına geçmesi olacaktı. Helvacı ve Kıran projeleriyle Aysal 'başarı!' şiarıyla girmişti seçime. O nedenle teknik patron olarak -biraz da şaşırtıcı bir tarzla- Terim'i işaret etmesi garipsenecek bir durum değil.
Tarih yazıcının en başarılı dönemi Terim'le yaşadığı dönemdir. Kendisine isnad edilen 'futbolculuğunda 13 sene şampiyon olamadık teknik adamlığından ne göreceğiz!' diyen malum kalabalığı şampiyonluk naralarıyla dağıtan da Galatasaray'ı içinde olduğu andan itibaren -beğenin beğenmeyin- raya oturtan da kendisidir.
Şimdi sıra gerçeklerle uğraşmaya geldi. Ve ne ki asıl iş şimdi başlıyor. Çünkü 'o' yokken herkes
kendi gerçeğini koydu ortaya…