21 Ağustos 2010 | Cumartesi

Rövanş değer kazandı

Trabzonspor, tarihinin en zor deplasmanlarından birini kazasız olmasa da belasız bir şekilde atlattı. Elbette, 45. dakikada gelen o tek kaza hesapları ciddi ölçüde şaşırttı, ancak ikinci maçın değerini düşürmedi.
Maçtan önce gönlümden geçen skor 1-1 idi.
Bu takımın Avrupa serüvenini takip edenler bilir, Trabzon turları rakip sahalarda aldığı skorlarla geçmiştir (ya da geçememiştir).
Maç başladığında iki şey gördük. Trabzonspor, telaş yapmadan, topla oynayarak ve derinlemesine paslara izin vermeyerek oyunu kontrolünde tutuyordu. Böylece, uzaktan şut becerisi olan Gerrard'ın yokluğunda, yegâne tehlike olarak duran toplar kalıyordu. Nitekim King Kong temalı Kyrgiakos'un 4. dakikadaki kafa vuruşu dışında ciddi bir tehlike yaşanmadı.
Lâkin ilk yarının kazasız bitirilmesi an meselesiyken stoperinin neden orta çizgiye kadar çıkmış olduğunu, sağ bekinin de ona nazire yapacak bir açıklıkta olduğunu anlamakta güçlük çektik. Rakibini ilk kez açık yakalayan Liverpool çok hızlı bir hücumla kitap gibi bir gol buldu.

Üç oyuncu da olmayınca...
Liverpool-Arsenal maçını izlerken, Trabzonspor için en büyük tehlikenin kendi sol savunması olacağını düşünüyorduk. Glen Johnson ve Dirk Kuyt'a buradan destek veren Mascherano'nun Cale'nin kanadını çok zorlayacağı aşikârdı.
Ancak bu üç oyuncu da olmayınca Cale en iyi 45 dakikalarından birini sergiledi.
Aslında, iki takım da her iki bekini pek hücuma çıkarmadan oynadı ilk yarıyı. Misafir tedbirden, ev sahibi yetersizlikten. Serkan'ın ileri çıktığı anlarda da etkili bir girişimi olamadı Trabzon'un.
Çok zor bir deplasmanda soyunma odasına biraz önce yenen golün şokuyla gitmek, oradan çıkarken neler hissedeceğinizi, ikinci yarıya nasıl başlayacağınızı büyük oranda belirler bu oyunda.
Trabzon'un 15 dakikalık performansı da bu kuralla örtüştü Anfield Road'da. Bir de uzun süredir sakat ve formsuz olan Torres'in istekli oyunu eklenince epeyce bocaladı bordomavililer.

Güneş'ten usta hamleler
Doğrusu, ilk yarıda yeterli bir bölüm izledikten sonra Trabzonspor'un buradan çıkaracağı en iyi sonucun golsüzlük olduğunu anlamıştık.
Anlayamadığımız ise Güneş'in bir kez daha yaptığı Burak tercihiydi. Ancak rakibi genelde iyi analiz eden Şenol hocanın maçın ikinci yarısında Hodgson'ın hamlelerine verdiği yanıtlar gerçekten ustalık eseriydi.
Burak'ın yerine Alanzinho'yu alarak bir hücum varyasyonu yakalamasının yanında, Torres'le başlayan göbekten delme çabalarına karşı Giray'ı destek verip Glowacki'yi Torres'le eşlemesi rakibin hızını ciddi şekilde kırdı.
O teknik adam aklıdır ki, Onur'un üstün performansı ile birleşerek tur umudunu ve futbol kamuoyunun ilgisini Avni Aker'deki rövanşa taşıdı. Ki, Trabzonspor'a düşen asli görev belki de buydu.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.

GÜNÜN DİĞER YAZARLARI

SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor