08 Haziran 2011 | Çarşamba

Bir kez olsun...

Selçuk ve Egemen bedelsiz gidince sütten ağzı yanan yönetim sadece yoğurt değil, sair gıda maddelerini de üfleyerek yemeye başladı. Selçuk İnan'la 23 yaşındayken 3 yıllık sözleşme yapanlar, 30 yaş üstü oyunculara 4-5 yıllık kontratlar imzalamanın peşinde.
Geçen yazıda, Trabzonspor'un çeşitli kategori milli takımlarındaki oyunculardan çok azı için mesafe kat edebildiğine değinmiştik. U21 ve altını kast etmiştik. Gördük ki, hedef zaten O31 imiş. Yani 31 yaş üstü. Üç yıl önce takım saha sonuçları olarak dibe vurduğunda, elde ve altyapıda kalite yerlerde sürünürken yönetim o zamanın koşullarına uygun bir karar alarak, kaliteli, pahalı ve bir hava verip özgüven tazeleyecek, ürün de sattıracak transferlere yönelmişti. Doğru bir hamle yaptıklarını bugün kabullenip haklarını teslim etmek lazım. Ancak aradan geçen sürede yerel-yöresel oyuncu havuzu için, bunun yanında ülkedeki ve gurbetteki gençlerin kuruma kazandırılması yolunda önemli işler yapıldığını söylemek zor.
İki değişmez gerçeği bir kez daha not düşmekte fayda var: İlki, Trabzonspor'un gelirleri ne kadar artarsa artsın, bu pahalı transfer politikası uzun süre yürütülemez. Yıldızlara endeksli ürün ve kombine satışı da camiada yüksek karşılık bulamaz. Ekonomik gerçeklik budur. İkincisi, dünyada, sadece pahalı transfer yaparak başarı kazanabilen az sayıda kulüp vardır. Chelsea ve Real Madrid örneklerine ülkemizden son Beşiktaş'ı da ekleyebiliriz. Bu da somut gerçektir.

Nasıl bir sistem inşa ediliyor?

Bir şeyi anlayabiliyoruz. Yönetim, bir şekilde adresi değiştirilen şampiyonluk kupasının acısını unutturmak için camianın moralini düzeltecek transferler yapmalıdır. Dahası, as kadroda oluşan deliklerin yamanması şarttır. Şampiyonlar Ligi ön elemelerinde şansını daha güçlü deneme düşüncesi de hem maddi hem de manevi açıdan isabetlidir. Ancak bu yaklaşım, diğer koldan da, yani yakın ve uzak coğrafyalardan ucuz ama yetenekli, ismi henüz ama ileride çok duyulacak oyuncu kazanımlarıyla desteklenmelidir.
Başkanlık, yöneticilik, transfer... Bunlar yüksek bonservis bedeli olan bazı üst düzey sayılabilecek oyunculara, bir de yüksek ücret vadederek yapılacak şeyler değildir. Yok, öyle de yapılır da, doğru olmaz. Yabancı oyuncuları güç bela Trabzon'da yaşamaya ikna ederek de kalıcı başarı yapılandırılamaz. Barcelona diye yola çıkıp, Real Madrid'e öykünmek Trabzon'a yakışmaz.
Yeni bir Fatih, Gökdeniz, Selçuk üretmek varken, yeni Jaja'lar, Teofilo'lar yaratmak fayda sağlamaz.
Trabzonspor'un icracıları pahalı transferler de yapsınlar. Ancak, Allah aşkına bir kez de karşımıza çıkıp, sürekli oyuncu akışı için yöresel ve global alanda nasıl bir politika izlediklerini, en azından Trabzon ve Karadeniz takımları için nasıl bir tarama-destekleme-katma sistemi inşa ettiklerini anlatsınlar.
Gizli değil ya, saklı değil ya, ayıp değil ya!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor