08 Haziran 2010 | Salı

Duymuş olun

Şenol Güneş'ten bile davetiye istenilen bir düzende.
Başbakan'dan arsa isteyen başkanlar ülkesinde...
Hangi tarafına tutunacağız doğruların? "Bir başkanın, Başbakan'dan bir şey istemesi, ülkedeki yetimin öksüzün hakkından çok şey istemesidir" diye haykırdım.
Kimse duymadı.
Borçlarını bizlere tahsil ettiriyordu birileri.

***
Sistemin işleyen bir yanı var.
Ara gazlar, şiddetli pompalar!
Yok sayılması gerekenleri sevip saymanın, bir getirisi var elbet.
Gazetecilik el değiştirdi, dil değiştirdi.
Futboldaki başarısızlığı, kürekçilerin başarısıyla takas eden gazeteciliği görünce... "Madem öyle" dedim, "Kürekçileri tam sayfa yayınlayın da, gerçek sporcuları yakından tanıyalım."
Kimse duymadı.
Kulüp yazarlığının kremasını yiyordu birileri.

***
Futbolun sokaklarında ağır kış kokuları geliyordu...
Acı ama gerçek; transferlerin leş kokuları!..
Önümüzdeki sezon kulüplerimizde 10 yabancı futbolcu olacak.
Bundan daha net bir cinayet olabilir mi?
Büyük kulüplerin şampiyon olması uğruna, gençliği katleden tarihi bir ayıp. "Bu karar, yargılanmayı gerektirecek kadar büyük bir suçtur" dedim de, kimse duymadı.
Berbat bir ticaretin, yeni şifrelerini giriyordu birileri.

***
Bu yabancıların en az 8 tanesinde, kulüplerin paralarını çarçur eden menajerlik ve yönetici işbirliğinin bütün halleri vardı.
Gençliğe örülen duvarların yükseltilmesi.
Futbolun kıtlığa düştüğü bir ülkede, zenginleşen çirkinlik...
Sadece günü kurtarmak adına, ülkeyi bile batırmak. "Helal" dedim, "Kulüpleri borçlarıyla satın alan başkanların başına talih kuşu kondu yine." İhanetin yeni çekleri hazırlanıyordu şimdi. "Alt yapıdan bir genç futbolcuya bile kucak açmayanların borçları, kimler tarafından ödenir acaba?" dedim.
Kimse duymadı.
Kulüplerin kalbine bıçak saplıyordu birileri.

***
10 yabancı denince, tanıdık birilerini getirdim gözümün önüne. Kulüplerin dengesini bozan transfer kazıklarını.
Elano, Güiza, Tabata ve benzerlerini.
Bunlar yine elde kalacaktı. "Pahalı beceriksizlerin ruhuna yaratıcı beden bulamayanlar...
Onlara yeniden forma giydirmek için neden bulacaktır"
dedim.
Kimse duymadı.
Fiyaskoyu gurur sayıyordu birileri.

***
Futbolun parası havuzdaydı da, havuzun suyu, büyüklerin değirmenine akıyordu.
Büyüklerin korkusuna mukayyet olan bir sistem varken, adaletli dağıtım diğer takımlara iğreti bakıyordu.. "Büyüklerin başkanları şampiyonluk uğruna birbirini yeseler de... İşin içine para girdiği zaman, birini arayan, diğerinde kendini bulabilir" dedim.
Kimse duymadı.
Yeni sezonun dekorasyonuyla ilgileniyordu birileri.

***
Bütün bunları kimse duymamış olabilir.
Sizler benden duymuş olun.
Taraftarlığı; takımınızın çıkarlarına göz yummak saymıyorsanız eğer!
Haksızlıkla savaşmayı, sevişmekten
değerli sayıyorsanız eğer.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor