23 Temmuz 2010 | Cuma

İnkar ve itiraf

Fenerbahçe'nin 75 dakika 10 kişi oynadığı maçta, Galatasaray'ı yenmesinin, birçok yanlışın üzerini örttüğünü inkar etmeyelim. "Köln hezimetinin yarasını Galatasaray'la sarmak" cümlesinin, eğlenceli bir cümle olmaktan öteye gitmediğini itiraf edelim. Çünkü Galatasaray, Fenerbahçe maçlarında nasılsa yenilgiye platonik! Galatasaray'ın Fenerbahçe'yi yenmesi. Olsa olsa, dilsizlerin sağırlara anlatacağı bir macera olur.


Gördük ki Fenerbahçe takımında geçen yılki ruhlar askıda. Yeni yanlışlar da baskıda. Bakmayın Galatasaray maçını gol yemeden kapadığına... Bakmayın gazetelerin bol kepçe yıldız dağıtımına. Fenerbahçe savunması, çok kolay goller yiyebilecek bir takım resmi çizdi. Santos'un dışında hiçbirinde yaratıcılık olmadığını... Karbon kopya adamların, sadece "savuşturmak" üzerine kurulu sistemin müritleri olduğunu inkar mı edelim? Fenerbahçe'nin kapıyı kilitleyip, anahtarı rakibine uzatan anlayışını itiraf etmek varken...

Rakipte, ne bir taktik, ne bir organizasyon ve yaratıcılık yokken. Rakipte forma giymesi mümkün olmayan adamlar çokken. Galatasaray'da sadece Arda Turan'ın futbolcu gibi oynadığı bir maçta, Fenerbahçe orta alanında da, sadece Baroni'nin vasatın üzerine çıktığını itiraf edelim de.... Baroni'nin geçen sezon da, "bir varmış hiç yokmuş" oyununda olduğunu inkar mı edelim?

Neresinden bakarsak derbi. Galatasaray karşısında eksik oynamanın dezavantaj olduğunu itiraf edelim de... Galatasaray takımındaki orta alanın "çaresizlik parkı" olduğunu inkar mı edelim? Yokluğunda da gördük ki... Takımda başkaldırıyı körükleyecek tek adam Emre Belözoğlu. Alex'in Fenerbahçe'nin dar günlerinde ortaya çıkacak "Hızır" olduğunu inkar etmeyelim. Ama Emre'nin bu takıma çok şey kattığını itiraf edelim.

Bu takıma "iki yabancının" katılacak olmasının getirisini elbette artı değer olarak görelim. Galatasaray'ın hantal ve tek tip adamlardan kurulu savunmasının, delik deşik olması gerekirken, Fenerbahçe forvetinin durduğu yerde yaprak döktüğünü gördük. Gökhan Ünal'ın bu takıma birkaç numara küçük olduğunu. Stoch'un fiyat etiketiyle son model ithal otomobil, ama sahadaki görüntüsüyle, yerli otomobile benzediğini inkar mı edelim? Fenerbahçe'nin yeni sezonda da, "kalp ağrısının" forvet olacağını itiraf etmek varken.

Fenerbahçe'ye yeni sezonda yeşil forma gözüküyor. Sarı ve lacivertin dışındaki renklerin, Galatasaray'daki gibi "renk vukuatı" olduğunu itiraf edelim ama... Sarıya, lacivert gözlükle bakıldığında, ortaya çıkan rengin yeşil olduğunu, inkar mı edelim? Ayrıca dağlar da yeşil!

Bilinmelidir ki... Gerçekler inkarda şekillenmez. İtirafta şekillenir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.

GÜNÜN DİĞER YAZARLARI

SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor