24 Ağustos 2010 | Salı

Omuz omuza Trabzonspor

Sanki Premier Lig maçı izlercesine keyif aldığımız bir karşılaşma.
Harika bir Yattara, 15 dakikalık gösteride Stoch... Maç boyu duruşunu bozmayan Serkan Balcı...
Ve Fenerbahçe'ye karşı bağışıklık kazanmış Trabzonspor'un kazandığı bir maç daha...

***

Sıra dışı başlangıcı vardı Fenerbahçe'nin. Alex'in olmayışını Aykut Kocaman'ın yeni sezon icadı saydık. Çift santforlu sistemde, orta alanın dörtlenmesinin zorunlu halinde, Stoch'un "B planında" yer aldığını varsaydık.
Ve Trabzon'da hücumu düşünen bir Fenerbahçe bulacağımızı umduk.
Ama Fenerbahçe orta alanı, bırakın forveti desteklemeyi, kendi alanını savunacak halde değildi. Trabzonspor orta alanının top yapma becerisinin öne çıktığı ilk çeyrekte, çift santrforlu Fenerbahçe sistemi hiçbir şey üretmedi. Buna karşılık Trabzon'dan bir anda 2 gol..
***

Bu dakikalarda bir Yattara'ya baktım.
Bir Niang'a... Yattara, Fenerbahçe'nin kötürüm kanatlarına, bindirme nasıl yapılır konulu ders veriyordu. Niang, elinden geleni yapma çabasındaydı. Fenerbahçe iyiniyetli santrforlardan çok çekti ya... "Niang'ın kendisini golcü olduğuna inandırması gerekiyor" dedim.
Çünkü burası golü unutan krallar kulübü...
Her şeye rağmen Niang'ın, bu takımda çok iyi işler yapacağına hiç şüphe duymadım. Özellikle ikinci yarıda, Trabzonspor savunmasının belalısıydı.
***

Fenerbahçe'nin iki farktan sonra dengeyi sağladığını gördük. Lugano golünü de attı. Ama bir dakika sonra gelen Trabzonspor golü var.
Bu pozisyonu, Fenerbahçe savunma oyuncularının defalarca izlemesi gerekiyor. Yattara'nın duran topuna 3 Trabzonlu birden yükseliyor, hiçbir müdahale yok. Bilica tatilde, Gökhan Gönül sol direk dibinde olması gerekirken, kendine başkalık katmış.
Mert'in yediği bütün gollerde, Fenerbahçe savunmasının ipliği pazardaydı.
Bu delikanlının dün gece yediği talihsiz golleri boşverin. Su katılmamış kaleci. HHH Semih'in sakatlığı, Aykut kocaman'ın Stoch'u zorunlu olarak sahaya sürmesi, gecenin en geçerli değiş tokuşu gibi geldi. Stoch'un varlığı da, Fenerbahçe'nin hareketlenme sebebi... Mehmet Topuz'a attırdığı goldeki pas, golden daha güzeldi. İlk yarının sonlarına doğru, sahadaki Fenerbahçe, 3 gol yiyen takımdan çok uzaktı.
Sarı lacivertliler, kendi alanında değil, rakip alanda çoğalıyordu. "Demek ki, sorumluluk paylaşılınca, takım ruhu da ortaya çıkıyor" dedim. Ama dünkü Fenerbahçe'de bütünlük yoktu.
***

Fenerbahçe bu savunmayla çok gol yer.
Bazı futbolcuların kendileriyle yüzleşmesi gerekiyor. Santos'un kişisel derbederliği sürüyor. Cristian, yine sahte servis garsonu. Özer de, "yanlış prens!" Beni en çok şaşırtan adamlardan biri Gökhan Gönül'dü...
En kötü maçlarından birini oynadı.
***

Trabzonspor'un maç boyu, galibiyete uygun bir havası vardı. Yattara, takımının şelalesi... Serkan Balcı yine iliklerine kadar mücadele etti.
***

Sonuç olarak... Trabzonspor kazanmak istedi kazandı. Fenerbahçe kaybetmek istemedi kaybetti. Trabzonspor, Fenerbahçe'yi harcamanın pratik yolunu buldu zaten.
Eğer koşarsanız, yürekli mücadele ederseniz futbol size yanlışlık yapmaz.
Dünkü geceki sonuç Trabzonspor'un hakkıydı. Arkadaşlık bağıyla, omuz omuza çarpışarak alınmış bir galibiyet.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.

GÜNÜN DİĞER YAZARLARI

SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor