26 Ekim 2010 | Salı

Göz boyamak

Fenerbahçe'nin bütün şartların lehine olduğu bir ortamda, Galatasaray'ı acz içinde karşılayıp yolcu etmesi, ruhen sedyelik bir olaydır.
Karşılarında patlama yapması muhtemel birGalatasaray gerçeği varken, 10 yıllık alışkanlıklığa güvenmek bir yanılgıdır. Fenerbahçe bunun ne önlemini almıştır, ne eğitimini. Aykut Kocaman, bu sezon Avrupa'daki Fenerbahçe enkazını yaratmak kadar. Şükrü Saracoğlu'ndaki büyüyü bozmaktan da sanıktır.

Misimovic
ve Elano iki kanat devriyesi olmuşken, Pino tek başına Fenerbahçe'nin 4'lü savunmasını dağıtırken.
Gördük ki, Aykut Kocaman asla hamleci bir teknik adam değil.
Ayrıca dikkat edin, onun hayatla bile göz teması yok! Maçla nasıl olsun!
O yüzden pazar günkü maçın neticesi, Fenerbahçe adına çok şeylerin anonsudur.
Geç olmadan görmek isteyene.
Çünkü Aykut Kocaman'da bir "ecel" saklı.

Galatasaraylı
futbolcuların mücadelesine bakarsak... Meselenin futbol yanını alkışlarız ama Galatasaray'ın iyi yönetilmediğini de bir kez daha görmüş oluruz. Elano, Pino, Misimovic, Neil çok farklıydı. Rijkaard, bu yabancıları anlayamamış diyerek en masum kılıfı onlara uyduralım. Peki onların şüpheleri üzerine çeken roman kahramanlıklarına ne diyelim?

Bursaspor'un 5 gol attığı Ankaragücü, bu Galatasaray'a 4 gol atıyorsa. Rijkaard'ın biletini kesen kondüktörleri de Galatasaray Kulübü araştırsın.
Benim o futbolcu beylere sorum gelecekle ilgili. "Profesyonelliğiniz kişiye göre değişmiyorsa eğer, sizi bir daha ne zaman böyle görürüz?"

Futbol işte böylesine iki yüzlü bir gösteri sanatıdır. Hafızayı yok eder.
Bu beraberlik, Adnan Polat ve Adnan Sezgin'in günahlarını örtbas etmeye yetti.
Tıpkı, Aziz Yıldırım'a ilaç niyetine gelen Galatasaray galibiyetleri gibi.

Bir gerçek var. Bu ülkede insanlık da dibe vuruyor, futbolumuz gibi...
Çocuğunun yanında babasını dövmek, ya da babasının yanında 10 yaşındaki çocuğun ağzını burnunu kırmak, taraftarlık değil, kansızlıktır. Ama bu topraklarda alkış toplar.

Futbolun kalitesi de, bu taraftarlık gibi.
Pazar günkü mücadelesini yere göğe sığdıramadığımız Galatasaray'ın, lider Bursaspor'un 10 puan gerisinde olduğuna bakın. Ankaragücü'ne 5 gol atan Bursaspor'un ilkel futbolunun, Türkiye'de yenilmezlikle kardeş olduğunu görün.
Aynı Bursaspor'un, tarihinin en kötü yıllarını yaşayan Manchester United'in kalesine bile gidemediğini de görün.

Düzen böyle işliyor.
Türk futbolunun marka değerini yükseltmek için, ekranlarda futbolun has oğlanlarından ve güzel kızlarından harika kadrolar kurdular.
Futbolumuz onların aklına mahkum ha! Ekranlarımız zenginleşsin, varsın asalet yoksul kalsın! H H H Bilgisiz kadınları sadece güzel diye ekranda kullanmak sanatsa...
Futbolcu eskilerini paha biçilmez yorumcu haline sokan sistem, futbolun kuyruğundaki zehir olmuşsa...
Sahte doktorculuk oynamaya gerek yok.
Bu artistlerle bu kadar!

Koşun!.. Saracoğlu'na Hiddink'le Oğuz Çetin gelmiş. Yine bir film çeviriyorlarmış, koşun!.. Belki sizlerin de gözlerini boyarlar...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor